Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 512
10. Ey Muhammed! Hudeybiye'de, son nefeslerine kadar çarpışmak üzere sana bağlılık sözü verenler, gerçekte Allah ile sözleşmiş oluyorlardı. Nitekim onlar söz vermek için elini tutup sana biat ederlerken, Rabb'iniz müminlerle birlikteydi ve Allah'ın eli, onların elleri üzerindeydi. Şu hâlde, her kim sözünü bozacak olursa, yalnızca kendi zararına bozmuş olur. Kim de Allah'a verdiği söze bağlılık gösterirse, Allah ona eşi benzeri olmayan muhteşem bir ödül verecektir.
11. Tehlikeli Mekke yolculuğuna çıkmamak için çeşitli bahaneler ileri sürerek köylerinde kalan göçebe kabileler, Medine'ye döndüğünüz zaman sana özür beyan ederek diyecekler ki: "Bu sefere katılamadığımız için çok üzgünüz! Fakat ne yapalım, ilgilenmek zorunda olduğumuz mallarımız ve ailelerimiz bizi bu yolculuktan alıkoydu. İnan çok pişmanız, lütfen bizim kusurumuz için Rabb'inden bağışlanma dile!" Sakın bu münafıkların sözlerine inanma. Çünkü onlar, kalplerinde olmayan şeyi söylüyorlar. Onlara de ki: "Neden Allah'ın vaadine güvenmediniz? Söyler misiniz, eğer Allah size bir zarar veya fayda vermek istese, Allah'ın bu dileğine kim engel olabilir? Yalan söyleyerek beni kandırsanız bile, cezadan kurtulacağınızı mı sanıyorsunuz? Hayır, Allah tüm yaptıklarınızdan haberdardır."
12. "Aslında siz ey münafıklar, Elçinin ve diğer müminlerin göz göre göre ölüme gittiklerini ve bir daha asla evlerine dönmeyeceklerini sanıyordunuz. Üstelik bu ihtimal pek de hoşunuza gitmişti. Böylece Allah hakkında çirkin düşüncelere kapıldınız ve sonunda, toplumsal ve kültürel bakımdan yok oluşu hak eden bir toplum hâline geldiniz."
13. Her kim Allah'a ve Elçisine inanmayı reddederse, şunu iyi bilsin ki, Biz inkârcılar için alevli bir ateş hazırlamışızdır. Öyleyse, inkârcılıktan vazgeçip Rabb'inize yönelin. Unutmayın ki:
14. Göklerin ve yerin egemenliği yalnızca Allah'a aittir. O dilediğini bağışlar, dilediğini cezalandırır. Affa lâyık olanları bağışlar, cezayı hak edenleri de cezalandırır. Öyleyse, güzel davranışlar göstererek O'nun lütuf ve merhametine lâyık kullar olmaya çalışın. Hiç kuşkusuz Allah çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.
15. Ey Muhammed! Tehlikeli Hudeybiye seferine katılmayanlar, ganimet elde edeceğiniz kolay bir savaş için yola çıktığınızda, "İzin verin biz de sizinle gelelim!" diyecekler. Onlar bu istekte bulunarak, Allah'ın aşağıda, 18 ve 19'uncu ayetlerde verdiği hükmünü değiştirmek isteyecekler. Çünkü söz konusu ayetlerde, bu ganimetlerin yalnızca Hudeybiye seferine katılan müminlere ait olduğu bildirilmiştir. Bunun için ey Muhammed, onlara de ki: "Siz ey savaş kaçkınları! Bundan sonraki kolay fetihlere bizimle gelmeyeceksiniz. Çünkü Allah daha önce indirdiği ayetlerde böyle buyurmuştur." Bunun üzerine, "Siz aslında bizi çekemiyorsunuz." diyeceklerdir. Hayır, doğrusu onlar, hakikati idrak edemeyen anlayışı kıt kimselerdir. Fakat henüz her şey bitmiş de değil: