Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 51
10. Allah'ın âyetlerini inkâr edenlere gelince, o çok güvendikleri malları ve çocukları, yaniservetleri, saltanatları, orduları, sosyal ve ekonomik güçleri, onları Allah'ın azabından kurtaramayacaktır. İşte onlar, cehennemdeki korkunç ateşin yakıtıdırlar. Çünkü kendilerini cehenneme götürecek işler yaparak o ateşi bizzat kendielleriylehazırlamışlardır.
11. Bu inkârcıların gidişatı, tıpkı Firavun hanedanının ve onlardan önceki zalimlerin durumuna benziyor:
Onlar da Allah'ın âyetlerini yalanlamışlardı. Allah da günahlarından dolayı onları kıskıvrak yakalayıvermişti. Allah'ın cezalandırması gerçekten çok şiddetlidir.
12. Ey Peygamber! O inkârcılara de ki: "Hakk'ın karşısında ne kadar direnseniz de, hepiniz eninde sonunda yenilgiye uğrayacak ve topluca cehennemi boylayacaksınız; o ne fena bir döşektir!"
13. Nitekim Bedir Savaşı'nda karşı karşıya gelen iki toplulukta, size Allah'ın vaadini apaçıkgösteren bir delil vardı. Şöyle ki:
Hicretin ikinci yılında, İslâm ordusu ile Mekke müşrikleri Bedir'de karşı karşıya gelmişlerdi. 313 kahraman mücahitten oluşan bir grup Allah yolunda savaşıyordu; tam teçhizatlı 1000 askerden oluşan diğer grup ise, Allah'ın âyetlerini inkâr ediyor ve küfrün, şirkin, zulmün egemen olması için savaşıyordu.
Savaşın ilk anlarında, iki ordu birbirine hücum etsin de ilahi vaad gerçekleşsin diye, Allah her iki tarafa da karşısındakini olduğundan daha az gösteriyordu (Enfâl, 8/44). Çarpışmanın kızıştığı sırada Allah'ın gönderdiği melekler müminlerin safında yerlerini alınca, kâfirler onları açık ve net olarak kendilerinin iki katı görüyorlardı.
İşte Allah, kullarından dilediğini böyle yardımıyla destekler.
Hiç kuşkusuz bunda, akıl ve gönül gözüyle hakikati görebilenler için Allah'ın kudret, hikmet ve adaletini gösteren nice deliller,nice ibretler vardır.
Evet, Allah'ın yardımıyla birçok zafer kazanacak, üstün başarılar elde edeceksiniz. Fakat er meydanlarında düşmanla göğüs göğüse çarpışmak kadar, belki ondan da çetin bir imtihan var ki, işte asıl kahramanlığı orada göstermelisiniz:
14. Güzelliğiyle büyüleyen kadınlara, göz aydınlığı ve gönül meyvesi çocuklara, yığın yığın altın ve gümüşlere, soylu ve endamlı atlara, etinden, sütünden vs. faydalandığınız evcil hayvanlara ve bağlara, bahçelere, ekinliklere karşı aşırı düşkünlük, insanoğluna çekici kılınmıştır.
Bütün bunlar, dünya hayatının basit ve gelip geçici nimetleridir. İnsan hayatının ve neslinin devamı için verilen bu nimetlerden uygun biçimde yararlanabilirsiniz; fakat onlara tutkuyla bağlanıp âhireti unutmamalısınız. Çünkü asıl ulaşılması gereken en güzel hedef, Allah katında sizi bekleyen ebedî âhiret hayatıdır.
15. Ey İslâm davetçisi! Dünyanın bu gelip geçici nimetlerine bağlanan gafillere de ki:
"Size bunlardan çok daha güzel, çok daha iyi olanı bildireyim mi? Kötülükten sakınanlar için Rablerinin katında, yemyeşil ağaçlarının altından ırmaklar çağıldayan ve sonsuza dek içerisinde yaşayacakları cennet bahçeleri, her türlü maddi ve manevi kirden arınmış, pırıl pırıl, tertemiz eşler ve hepsinin üzerinde ve ötesinde, Allah'ın "Hoş geldin sevgili kulum; ben senden razı oldum!" demesi ve ona hoşnutluğunu bildirmesi vardır."
Hiç kuşkusuz Allah, kullarının her hâl ve hareketini görmektedir ve yaptıkları iyiliklerin karşılığını onlara muhakkak verecektir.