Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 49
283. Eğer yolculuk veya buna benzer herhangi bir imkânsızlık durumunda olur da yazacak birini bulamazsanız, o takdirde verilen borca karşılık rehin alınan mallar da yeterli olur, yazılı belge ve şahit yerine geçer. Nitekim yazıcı ve şahitlerin bulunduğu durumlarda bile, yalnızca rehin alınmış mallarla yetinebilirsiniz.
Bununla birlikte; şahit, yazılı belge ve rehin gibi tedbirleri ihmal ederek birbirinize güvenmiş olursanız, kendisine güven duyulan kişi, Rabb'i olan Allah'tan korksun da üzerindeki emaneti sahibine versin.
Bir de, şahit olduğunuz gerçekleri örtbas ederek ya da delilleri ortadan kaldırarak şahitliği gizlemeyin. Her kim şahitliği gizlerse, onu kalbi günaha batmış ve hatta imanı tehlikeye düşmüş demektir. Unutmayın ki, Allah yaptığınız her şeyi bilmektedir. Dolayısıyla, yeri ve zamanı geldiğinde hepsinin karşılığını verecektir.
Sakın "Kalplerdeki gizlilikleri de kim bilecekmiş?" demeyin:
284. Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah'ındır. İçinizdeki kötü niyet, duygu ve düşünceleri açığa vursanız da gizleseniz de Allah sizi ondan hesaba çeker. Sonra dilediğini bağışlar, dilediğini cezalandırır. Elinizde olmadan aklınıza geliveren kötü düşüncelerinizi bağışlar, bilerek ve isteyerek kurduğunuz haince niyet ve düşüncelerinizden dolayı da —eğer bunlar cezayı gerektiriyorsa— sizi cezalandırır. Hiç kuşku yok ki, Allah'ın her şeye gücü yeter.
Bu âyet-i kerime nâzil olunca, Allah'ın emir ve yasaklarını uygulamakta son derece duyarlı ve dikkatli olan Ashab-ı Kiram, ellerinde olmaksızın kalplerinden geçen bütün duygu ve düşüncelerinden dolayı günaha girdiklerini ve bu yüzden azaba uğrayacaklarını zannederek telaş içerisinde Peygamber'in (sav) huzuruna çıkıp gözleri yaşlı bir hâlde ona acziyetlerini arz ettiler. "İçinizdekileri açığa vursanız da gizleseniz de, Allah sizi ondan hesaba çeker." âyetinin omuzlarına yüklediği görevi yerine getirememe endişesiyle Rablerine el açıp yakardılar. Bunun üzerine, hem konuyu açıklığa kavuşturup yanlış anlamaları gidererek endişe dolu kalplere ferahlık veren ve hem de dualarının kabul edildiğini onlara müjdeleyen şu mübarek âyetler nazil oldu:
285. Peygamber, Rabb'inden kendisine gönderilen her şeye gönülden iman etmiştir, ona tâbi olan müminler de… Onların hepsi de Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve elçilerine inanırlar. Bütün peygamberlerin aynı kaynaktan geldiğini, aynı mesajı taşıdığını bilerek, "Biz Allah'ın Elçileri arasında hiçbir ayrım gözetmeyiz. Hepsine yürekten inanır, hepsini severiz." derler.
En çetin ve dayanılmaz imtihanlarda, en ağır şartlarda bile, "Çağrını işittik ve tüm kalbimizle emrine boyun eğdik, fakat yine de lâyık olduğun kulluk ve itaati hakkıyla yerine getiremedik. Affını diliyoruz, bağışla bizi ey Rabb'imiz; dönüşümüz elbet sanadır!" dediler.
286. Allah hiç kimseye, gücünün yetmeyeceği bir sorumluluk yüklemez. İnsanın kendi özgür iradesiyle bilerek ve isteyerek yaptığı iyilikler kendi lehine, bilerek ve isteyerek işlediği kötülükler de kendi aleyhinedir. Dolayısıyla, ey müminler, daha önce yaptığınız şu dualar kabul edilmiştir:
"Ey Rabb'imiz, eğer unutur veya yanılır isek, istemeden, bilmeden işlediğimiz günahlardan dolayı bizi sorumlu tutma!"
"Ey Rabb'imiz! Bizden önceki ümmetlere isyankârlıklarından dolayı yüklediğin gibi, bize de ağır görev ve yükümlülükler yükleme!"
"Ey Rabb'imiz, güç yetiremeyeceğimiz sorumluluğu bize taşıtma! İnsanın dayanma gücünü esasen aşmasa bile, bizim eksikliğimizden ve irademizin zayıflığından kaynaklanan sebeplerle başarmakta zorlanacağımız, altından kalkamayacağımız ağır sorumluluklarla, dehşet verici bela ve imtihanlarla yüz yüze getirme bizi ya Rab!
Kusur ve günahlarımızı örterek bizi affet; kulluk ve ibadetimizi tam ve mükemmel kabul ederek bizi bağışla; engin rahmet ve şefkatinle bize merhamet eyle!
Sensin bizim Mevla'mız, efendimiz ve gerçek dostumuz! O hâlde, senin âyetlerini inkâr eden kâfir topluma karşı bize yardım eyle, inkâr ve zulümde ısrar edenleri de azabınla kahreyleya Rab!"
Şimdi, bu ilâhî yardımın sizden öncekilerde nasıl tecelli ettiğini görmek üzere, şu mübarek sûreye kulak verin: