Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 486
23. İşte Allah'ın iman edip güzel davranışlar gösteren kullarına müjdelediği nimet budur. Ey Peygamber! İnkârcı halkına de ki: "Bakın, ben yaptığım bu tebliğ ve uyarılar karşılığında sizden herhangi bir dünyevi menfaat veya mükâfat talep etmiyorum. Tek isteğim, akraba ve yakınlara saygı ve sevgi gösterip insanlar arasında dostluk ve kardeşlik ilişkilerini gözetmenizdir. [110] Yani size yaptığım daveti kabul etmiyorsanız bile, hiç değilse aramızdaki akrabalık ve hemşerilik hukukuna riayet edip bana ve müminlere haksızlık yapmaktan vazgeçin."
Unutmayın ki, kim bir iyilik yaparsa, onun iyiliğini kat kat artırırız. Hiç kuşkusuz Allah çok bağışlayıcıdır, her iyiliğin karşılığını verendir.
Bütün bu açıklamalardan sonra, Kur'an'a inanmamak için hâlâ kayda değer bir şüphe, bir itiraz öne sürülebilir mi?
TEMELSİZ BİR İDDİA
24. Ey Peygamber! Yoksa inkârcılar, "Muhammed Allah adına yalan uydurdu." mu diyorlar? Asla! Eğer sen bir yalancı olsaydın, bu seni tanıyan herkes tarafından kolayca anlaşılır ve iddiaların ciddiye bile alınmazdı. Nitekim ey Muhammed, Allah dileseydi senin kalbini mühürlerdi. Çünkü ilâhî yasalara göre, Allah adına yalan söyleyen bir insan çirkin ahlâkı, katı kalpliliği ve saçma iddialarıyla hemen kendini ele verir. Bencil, inatçı, kibirli ve yalancıdır. Bu özelliklerini ne kadar gizlemeye çalışsa da, kısa zamanda foyası meydana çıkar. Oysa Muhammed'i tanıyan herkes, onun ne büyük bir ahlâka sahip olduğunu, hayatı boyunca bir kez olsun yalan söylemeyen böyle dürüstlük timsali bir insanın Allah'a karşı asla yalan söylemeyeceğini bilir. Zaten onun getirdiği mesajı inceleyenler, bu sözlerin doğrudan doğruya Allah'tan geldiğini açıkça görürler. Zaten Allah, ilâhî kaynağa dayanmayan, aksine yalan, kötülük, inkârcılık temelinde yükselen, hikmet ve adalet anlayışından yoksun her türlü batıl ideoloji ve inançları devirip yok eder ve gönderdiği apaçık delilleri ve buyruklarıyla, mutlak gerçeklik, doğruluk, güzellik demek olan hakkı ortaya koyar.
Hiç kuşkusuz Allah, kalplerde gizlenen her şeyi bilmektedir.
25. Kullarının tövbesini kabul eden, kötülükleri bağışlayan ve yaptığınız her şeyi bilen yalnızca O'dur.
26. Ayrıca, iman edip güzel işler yapanların dileklerini kabul eden ve lütfuyla onlara cennette hak ettiklerinden çok daha fazlasını bahşedecek olan da O'dur. Allah'ın ayetlerini inkâr edenlere gelince, onlar için cehennemde çetin bir azap vardır.
EVRENDEKİ MUCİZELER
27. Şayet Allah lütuf ve rahmet kapılarını sonuna kadar açarak kullarına bu dünyada sınırsız rızık vermiş olsaydı, yeryüzünde iyice azgınlaşırlardı. Bunun için, nimetlerini size dilediği ölçüde ve yetecek miktarda gönderiyor. Hiç kuşkusuz O, kullarının her türlü ihtiyaçlarından haberdardır ve onları daima görmektedir.
28. Yağmura susamış gönüller tamamen ümitsizliğe düştükleri bir anda, gökten sağanak sağanak yağmur yağdıran ve böylece yemyeşil bitkilerle, çeşit çeşit, rengârenk meyvelerle rahmetini her yana yayan O'dur. Evet, her türlü teşekküre, övgüye lâyık olan gerçek koruyucu, gerçek dost O'dur.
29. O'nun sınırsız ilim, kudret ve rahmetinin işaret ve delillerinden biri de, gökleri ve yeri muazzam bir sistem hâlinde yaratması ve her ikisinde çeşit çeşit canlılar üretip yaymasıdır. Bütün bunları yoktan var eden Allah'ın,ölmüş bedenleri dilediği anda diriltmeye ve hepsini huzurunda toplamaya da elbette gücü yeter.
30. Ey zalimler! Başınıza gelen her felâket, kendi ellerinizle yaptığınız zulüm ve haksızlıklar yüzündendir. Bununla birlikte Allah,işlediğiniz günahların birçoğunu da affeder.
31. O hâlde, Allah'a yönelmekten başka bir kurtuluş çareniz yoktur. Çünkü siz bu evrende O'nun hükmünden kaçıp kurtulamazsınız ve Allah'tan başka kendinize ne bir dost bulabilirsiniz, ne de bir yardımcı. Çevrenize ibret nazarıyla bir bakın ve Rabb'inizin muhteşem eserleri üzerinde düşünün: