Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 436
12. Aynı okyanus veya denizde birbirlerine bitişik hâlde bulunan, bu yüzden aynı özelliklere sahip olması beklenen iki su kütlesi, her zaman aynı değildir.
Aralarında görünür hiçbir engel olmadığı hâlde, bunlardan biri tatlı, susuzluğu giderici ve içimi güzeldir. Diğeriyse tuzlu ve acıdır (25. Furkan: 53; 27. Neml: 61 ve 55. Rahman: 19–21).
Fakat her ikisinden de taptaze deniz ürünleri tutarak etlerini yer, takı olarak kullanacağınız inci, mercan, sedef gibi süs eşyaları çıkarırsınız (55. Rahman: 22).
Ayrıca, O'nun lütfundan nasibinizi aramanız ve böylece size bahşettiği bunca nimetlerden dolayı Rabb'inize şükretmeniz için, gemilerin suları yara yara denizlerde akıp gittiğini görürsün.
13. Güneş sistemini bağlı kıldığı mükemmel ölçü uyarınca, yazın geceyi kısaltıp gündüze katan, kışın da gündüzü kısaltıp geceye ekleyen,
Ve her biri ezelden belirlenmiş bir vakte kadar kendi yörüngelerinde akıp gitmekte olan Güneş'i ve Ay'ı koyduğu kanunlara boyun eğdiren, O'dur.
Ey insanlar! İşte budur, sizin gerçek sahibiniz, efendiniz ve Rabb'iniz olan Allah.
Göklerde ve yerde mutlak egemenlik ve hükümranlık yalnızca O'nundur.
Oysa ey müşrikler, O'ndan başka yalvardığınız putlar ve putlaştırılmış varlıklar, bir incir çekirdeğine bile hükmedemezler. Öyle ki:
14. Onlara el açıp dua etseniz, duanızı işitmezler.
İşitseler bile size cevap veremez, dileğinizi yerine getiremezler. Çünkü böyle bir güç ve yetkiye sahip değiller.
Diriliş Gününde ise onlar, sizin onları Allah'a ortak koşmanızı asla kabul etmediklerini, böyle bir şeyden haberlerinin bile olmadığını söyleyecekler.
Görüyorsun ya, sana hiç kimse, her şeyden haberdar olan Allah'ın şu Kur'an'da verdiği bilgiler gibi bilgi veremez.
15. Ey insanlar! Hepiniz var olmak ve varlığınızı devam ettirmek için Allah'a muhtaçsınız.
Oysa Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir, gerçek anlamda yüceltilmeye, şükredilmeye ve övülmeye lâyık olan sadece O'dur.
16. Öyle ki, dilerse sizi yok eder ve yerinize bambaşka bir toplum getirir.
17. Ve bu Allah'a göre hiç de zor değildir. Öyleyse, Rabb'inize itaat ederek kendinizi kurtarmaya bakın. Çünkü Hesap Günü gelip çattığında:
18. Hiç kimse, bir başkasının günahını kendi üzerine alamayacaktır. Günaha teşvik eden, bunun cezasını elbette çekecektir. Fakat bu, hiçbir baskı ve zorlama olmaksızın onun sözüne uyup günah işleyen kişiyi kurtaramayacaktır.
Nitekim herhangi bir günahkâr, günahını yüklenmesi için bir başkasını çağırsa, o çağırdığı kişi kendi yakın akrabası bile olsa, onun hiçbir günahını üzerine alamayacaktır. Dolayısıyla, Hristiyanların uydurduğu "Hz. Âdem'in işlediği günahtan dolayı onun soyundan gelenlerin de günahkâr olarak dünyaya geldiği ve babasız dünyaya gelen Hz. İsa'nın, kendisini feda ederek bu günahı affettirdiği" şeklindeki iddiası, hem İsa Peygambere atılan çirkin bir iftira, hem de Allah'ın adaleti konusunda halkı şüpheye düşüren şeytanî bir aldatmacadır.
Ama bütün bu ikna edici apaçık delillere rağmen, yine de Kur'an'dan körü körüne yüz çevirenler olacaktır. Sen akıllarını kullanmayan kimseleri doğru yola iletemezsin. Sen ancak, Rabb'lerini görmedikleri hâlde O'na saygı duyan ve bu saygının doğal sonucu olarak namazı güzelce kılan kimseleri uyarabilirsin. Yani senin uyarıların, sadece böyle temiz yürekli, samimî insanlarda etkisini gösterir.
Zaten her kim şirk ve günah kirlerinden arınıp temizlenirse, bunu ancak kendisi için yapmış olur.
Unutmayın, dönüşünüz mutlaka Allah'a olacaktır.
İşte, 12. ayetteki iki deniz nasıl birbirine benzemiyorsa;