Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 426
55. Onların dedelerine, amcalarına, dayılarına, babalarına, öz veya üvey oğullarına, torunlarına, en az ana bir veya baba bir kardeşlerine, erkek ve kız kardeşlerinin oğullarına, temiz ve güvenilir kadın arkadaşlarına ve sahip oldukları köle ve cariyelerine serbestçe görünmelerinde —çünkü İslâm, köleyi ailenin bir parçası olarak görür— hiçbir sakınca yoktur. Bununla beraber, ey Peygamber hanımları! Kişiyi günaha düşürebilecek şüpheli her şeyden sakının ve Allah'a itaat konusunda son derece titiz ve dikkatli davranın. Unutmayın ki, Allah kim ne yapıyorsa görmektedir. Çünkü O, herkes ve her şey üzerinde şahittir.
Dolayısıyla, Peygamberi görevinde başarısızlığa uğratmak için iftiralar atan kâfirleri ve münafıkları da görüyor. O hâlde, Allah'ın nurunu söndürmeye çalışanlar, eninde sonunda hüsrana uğramaya mahkûmdurlar:
56. Hiç kuşkusuz Allah ve melekleri, Peygambere salât ederler. Allah Peygamber'ine karşı çok merhametlidir. Ona daima sevgiyle yönelir, onu över, işlerini bereketli kılar. Onun ismini yüceltir ve üzerine rahmetini indirir. Melekler de Peygamber'i çok severler. Onun en yüce makamlara ulaşması, İslâm'ın ve Müslümanların üstün gelmesi için Allah'a dua ederler. Onun şerefini gözetmeğe, şanını yüceltmeğe özen gösterirler. O hâlde, ey inananlar, sizin kurtuluşunuz için her şeyini feda eden bu Peygamberin izinden yürüyün. Tüm gücünüzle davasını destekleyin, ona saygı duyun, onu yüceltin. Böylece, siz de ona salât edin ve ona tüm kalbinizle esenlikler dileyerek içtenlikle selâm edin!
Allahumme salli ve sellim alâ nebiyyinâ Muhammed!
57. Çirkin iftiralarla İslâm'a saldırarak Allah'ı gazaba getiren ve O'nun Elçisini inciten münafıklara ve kâfirlere gelince, Allah onları dünyada da âhirette de lânete uğratmış ve onlar için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır! Demek ki;
58. Mümin erkeklere ve mümin kadınlara işlemedikleri bir şeyden dolayı suçlayarak eziyet edenler, gerçekten çirkin bir iftira günahı ve apaçık bir vebal yüklenmişlerdir.
O hâlde, kötü niyetli insanların iftiralarına meydan vermemek için:
59. Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve diğer mümin hanımlara söyle; toplum içine çıkacakları vakit başörtülerini taksınlar (24. Nur: 31) ve pardösü, çarşaf, manto gibi vücut hatlarını tamamen kapatan dış kıyafetlerini üzerlerine örtsünler. Gerek giyim kuşamlarında, gerek söz ve davranışlarında mümin bir hanıma yaraşan ağırbaşlı ve edepli tavrı göstersinler. Bu, onların saygıdeğer ve iffetli bir kadın olarak tanınmaları ve böylece, ahlâksız insanlar tarafından sözlü veya fiili tacize uğrayıp incitilmemeleri için en uygun çözüm yoludur. Bununla birlikte, hiç kimse elinde olmadan işlediği bir günah yüzünden veya İslâm'dan önce yaptıklarından dolayı sorumlu tutulmayacaktır. Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir. Fakat kadının örtünüp iffetli davranması, tek başına sorunu çözmez:
60. Eğer o ikiyüzlüler, kalplerinde hastalık olan ve bu yüzden o münafıkları destekleyen zayıf imanlı kimseler ve halkı paniğe sürükleyecek kötü haberler yayarak yahut müminlerin ırz ve namuslarına dil uzatarak Medine'de huzursuzluk çıkaranlar, bu düşmanca hareketlerinden vazgeçmeyecek olurlarsa, sana onlarla çarpışmanı emrederiz de, o zaman bu topraklarda sana komşu olarak çok az bir süre kalabilirler. Şöyle ki:
61. Onlar hem Allah hem de müminler tarafından lânete uğramış bir hâlde bu ülkeden sürülüp kovulacaklar. Bununla da kalmayacak, her görüldükleri yerde tutuklanacak ve gerekirse öldürülecekler.
62. Bugünkü zalimleri bekleyen bu feci akıbet, daha önce gelip geçmiş diğer bütün zalimler için Allah'ın belirlediği toplumsal-ilâhî bir kanundur. Unutmayın; çağlar değişir, toplumlar değişir, fakat Allah'ın koyduğu kanunlarda hiçbir değişiklik göremezsin. Bu, onların dünyadaki cezası olacak. Asıl cezaya gelince: