Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 412
12. Gerçekten Biz Lokman'a, Allah'a gereğince şükretmesi için derin bir ilim ve hikmet bahşetmiştik. Unutmayın ki, her kim şükrederse, ancak kendi iyiliği için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse, yalnızca kendisine zarar vermiş olur. Çünkü Allah hiç kimseye ve hiçbir şeye muhtaç değildir, dolayısıyla, onun şükür ve ibadetine ihtiyacı yoktur. Asıl buna muhtaç olan insanın kendisidir. Ve kimse O'nu övüp yüceltmese bile O kendi zatıyla yücedir, gerçek anlamda teşekkür ve övgüye lâyık olan sadece O'dur."
13. Hani Lokman oğluna öğüt vererek, "Sevgili yavrucuğum!" demişti, "Hiç kimseyi ve hiçbir şeyi Allah'a ortak koşma! O'ndan başka hiçbir varlığa, kim olursa olsun kayıtsız şartsız itaat etme. Çünkü Allah'a ortak koşmak, gerçekten de O'na karşı yapılabilecek en büyük haksızlık, affedilmesi mümkün olmayan bir adaletsizlik ve pek büyük bir zulümdür. Sevgili çocuğum, Rabb'imiz buyuruyor ki:
14. "Biz insanoğluna, ana babasına güzelce itaat etmesini ve onlara her zaman iyi davranmasını emrettik. Fakat annenin yeri bambaşkadır. Çünkü annesi, nice sıkıntı ve meşakkatlere katlanarak onu dokuz ay boyunca karnında taşıdı. Bununla da kalmadı, tam iki yıl boyunca onu emzirdi ve gece gündüz demeden uykusunu, rahatını terk ederek onun bakımıyla ilgilendi. Öyleyse, ey insan, Bana ve anne babana şükret. Unutma ki, dönüşün Banadır.
15. Eğer annen veya baban, kulluğa lâyık kimseler olduklarına dair haklarında ilâhî kaynaklı hiçbir bilgiye sahip olmadığın, bilakis, asla ilâh olamayacaklarını çok iyi bildiğin putları veya putlaştırılmış varlıkları Bana ortak koşmanı sana emrederlerse, o zaman onlara itaat etme. Fakat bu durumda bile, ana babanı yalnız başlarına bırakma. Onlara bu dünyada yaşadıkları sürece iyilikle davran. Bununla birlikte, sırf ataların oldukları için onları kendine örnek ve önder kabul etme. Aksine, Bana yönelen ve yalnızca Bana kulluk eden ilim ve ahlâk sahibi müminlerin yolunu izle.
Ey insanlar! Hepiniz eninde sonunda ölecek ve hesap vermek üzere Benim huzuruma geleceksiniz. İşte o zaman, yapıp ettiğiniz her şeyi size haber vereceğim."
Lokman bu ayetleri çocuğuna okuduktan sonra, ona şu sözlere öğüt vermeye devam etti:
16. "Sevgili oğlum, yapmış olduğun iyilik veya kötülük zerre kadar küçük ve önemsiz bile olsa ve o da bir kayanın içinde yahut göklerde, kâinatın en ücra bir köşesinde, ya da yerin derinliklerinde gizlenmiş olsa, Allah Hesap Günü mutlaka onu ortaya çıkaracaktır. Çünkü Allah bütün gizlilikleri en ince ayrıntısıyla bilendir, her şeyden haberdardır.
17. Yavrucuğum! Namazı dosdoğru kıl, insanlara iyiliği emret, kötülükten sakındır ve bu uğurda başına gelebilecek belâ ve musibetlere karşı sabırla göğüs ger. Gerçekten bunlar, büyük bir gayret ve kararlılıkla yapılması gereken işlerdendir.
18. Sakın gurura kapılıp da insanları küçümseyerek onlardan yüzünü çevirme ve yeryüzünde çalımlı çalımlı yürüme. Daima saygılı ve alçakgönüllü ol! Çünkü Allah, gurura kapılan ve başkalarına karşı büyüklük taslayan hiç kimseyi sevmez.
19. Yürüyüşünde, oturuşunda ve bütün hâl ve hareketlerinde ölçülü ve dengeli ol. Kibirli davranma, fakat onurunun ayaklar altında çiğnenmesine de izin verme. Konuşma üslûbun ve ses tonun, içinde bulunduğun ortama ve muhataplarının durumuna uygun olsun. Başkalarını rahatsız edecek şekilde ve ‘ben bilirim' iddiasıyla büyüklük taslayarak sesini yükseltme. Çünkü böyle kibre kapılarak görgüsüzce bağırıp çağıran kimseler uluorta anırıp duran eşeklere benzer ki, hiç kuşkusuz seslerin en çirkini, eşeklerin sesidir."