Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 407
25. Göklerin ve yerin O'nun emir ve iradesiyle sapasağlam ayakta durması da O'nun tek bir Rab ve İlâh olduğunu ortaya koyan muhteşem delillerindendir.
Fakat evrendeki bu harika düzen bir gün yıkılıp yerle bir olacaktır. Sonra Allah sizi bir tek seslenişle yerden kalkmaya çağırır çağırmaz, derhal kabirlerinizden fırlayıp çıkacak ve yaptıklarınızın hesabını vermek üzere O'nun huzurunda toplanacaksınız. Öyle ya:
26. Göklerde ve yerde var olan insan, cin, melek gibi bütün varlıklar O'nun aciz birer kuludur ve hepsi ister istemez O'na boyun eğmektedir.
27. Evreni ve hayatı yoktan var eden ve canlıların ölümünün ardından, her biri başlı başına birer mucize olan bu yaratılış olgusunu sürekli tekrarlayan O'dur. Bu, O'nun için çok kolaydır. Çünkü göklerde ve yerde en yüce sıfatlar ve en mükemmel özellikler O'na aittir. Gerçek anlamda kudret ve hikmet sahibi olan da sadece O'dur.
Hâl böyleyken, Arap müşrikleri hâlâ Allah'a ortak koşuyor, birtakım putların ve putlaştırılmış kimselerin de hayata hükmetme ve haram helâl sınırları çizme yetkisine sahip ilâhlar olduğunu iddia ediyorlar.
28. Ey müşrikler! Allah, şirkin mantıksızlığını ortaya koymak üzere size kendi hayatınızdan bir misal veriyor: Emriniz altında bulunan kimseler arasında, size verdiğimiz nimetleri kullanma ve harcama konusunda sizinle eşit derecede yönetim hakkına sahip olan ve birbirinizden çekindiğiniz gibi kendilerinden çekinip sözünü dinlediğiniz ortaklarınız var mı ki, tutup Benim mülkümde, Benim kullarımı Bana eş ve ortak kabul ediyorsunuz?
İşte, aklını kullanan bir toplum için ayetlerimizi böyle canlı örneklerle açıklıyoruz.
29. Fakat o zalimler ayetlerimizi düşünüp ibret alacakları yerde, hiçbir doğru ve geçerli bilgiye dayanmaksızın, arzu ve heveslerinin peşine takılıp gittiler. Bu yüzden, doğru yola iletilmeye lâyık olamadılar. Evet, Allah'ın işledikleri günahlar sebebiyle yoldan çıkardığı kimseleri kim doğru yola iletebilir? Ve Allah onları yardımsız bırakmışsa, onlara kim yardım edebilir?
30. O hâlde, ey insan! Sen her türlü batıl inanç ve ideolojiden uzaklaşıp bir tek Allah inancına sımsıkı bağlanan bir Hanif olarak, yüzünü dosdoğru bu dine, Kur'an'ın ortaya koyduğu bu mükemmel inanç sistemine çevir! Yani, Allah'ın insan bünyesine nakşetmiş olduğu o saf, temiz ve doğal yaratılış hâline… Unutma ki, toplumlar ve çağlar ne kadar değişirse değişsin, Allah'ın yarattığı ve varlık üzerinde egemen kıldığı yasalarda ve gönderdiği inanç kurallarında hiçbir bozulma, pörsüme ve değişiklik göremezsin. İşte dosdoğru din budur. Ne var ki, insanların çoğu bunu bilmez.
31. İşte bunun için siz, Allah'ın yasalarıyla çelişen her şeyden ve herkesten yüz çevirerek, tüm ruhunuzla ve tüm benliğinizle O'na yönelin ve yürekten saygıyla O'na bağlanın. Namazı dosdoğru kılın ve O'ndan başkalarını kanun koyucu ve yol gösterici kabul ederek tanrılaştıran o müşriklerden olmayın.
32. Yani, Allah'ın tüm insanlık için ortaya koyduğu bu evrensel inanç sisteminden yalnızca bir bölümünü alıp geri kalanı inkâr ederek dinlerini paramparça eden ve bunun sonucunda, her grubun kendi sahip olduğu bilgi kırıntıları ile övündüğü düşman gruplara ayrılan kimselerden olmayın.
Aslında insan, Allah'ın ona doğuştan bahşettiği sezgisel yetenekler sayesinde doğru ile yanlışı birbirinden ayırabilir. Nitekim: