Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 384
77. Ve yine kuşku yok ki, bu kitapAllah'a ve âhiret gününe inananlar için yegâne hidayet rehberi ve hem dünyada, hem âhirette kurtuluşa ileten ilâhî rahmet kaynağıdır. Bu kaynaktan yüz çevirenlere gelince:
78. Elbette Rabb'in, yeri ve zamanı geldiğinde onlar arasında hükmünü verecektir. O mutlak kudret ve otorite sahibidir, her şeyi bilmektedir.
79. O hâlde, ey Peygamber! Sen Allah'a güven ve tam bir kararlılıkla yoluna devam et. Çünkü sen, Allah'tan gelen apaçık bir gerçek üzerindesin. Fakat bu gerçeği, ancak gönlü ve kalbi diri olanlar idrak edebilir. Kibir, bencillik ve günah kirleriyle kalpleri kararmış olanlara gelince:
80. Gerçek şu ki, sen kalben ölülere sesini duyuramazsın ve ne kadar çırpınsan da, gerçeklerden yüz çevirip arkasını dönen sağırlara bu çağrıyı işittiremezsin.
81. Ve yine sen, vicdanları kirlenmiş, gönül gözleri körelmiş olan zalimleri saptıkları yanlış yoldan çevirip doğru yola iletemezsin. Sen bu çağrıyı, ancak ayetlerimize inanmaya gönlü olan iyi niyetli, temiz yürekli insanlara işittirebilirsin ve zaten onlar, hakikati görür görmez derhal Rab'lerine boyun eğerler.
Hakikate gözlerini kapayan kâfirlere gelince, zamanı gelince onlar da gerçeği görecekler:
82. Onlar hakkındaki vaad kıyamet günü gerçekleştiği veya inkârcıların ölüm vakti geldiği zaman, onları sorgulamak için yerin içinden korkunç görünümlü bir yaratık çıkaracağız ve bu yaratık onlara, bu insanların çoğunun ayetlerimize gerçek anlamda inanmadıklarını ve bu yüzden azabı hak ettiklerini söyleyecek. O zaman tövbe edip bağışlanmak için yalvaracaklar, ancak tövbeleri kabul edilmeyecek.
83. Ve her toplumdan ayetlerimizi yalanlayan birer grubu mahşer meydanında topladığımız gün, insan seli halinde büyük mahkemeye doğru sürülecekler.
84. Nihayet, Yüce Hâkim'in huzuruna çıktıkları vakit, Allah onlara, "Ey zalimler!" diyecek, "Demek ayetlerimi hiç düşünüp anlamadan öyle körü körüne inkâr ettiniz, öyle mi? Evet, söyleyin bakalım, neydi o yaptıklarınız öyle?"
85. Böylece, işlemiş oldukları zulüm ve haksızlıklardan dolayı kendilerine vadedilen azap sözü gerçekleşmiş olacak ve buna karşı söyleyecek söz bulamayacaklar. Çünkü suçlarını hafifletecek en ufak bir mazeretleri bile olmayacak.
86. Oysa onlar, geceyi huzur ve güven içinde dinlensinler diye sessiz ve karanlık, gündüzü de çalışıp kazanmaları için aydınlık yaptığımızı görmüyorlar mıydı? Evrende böyle mükemmel bir düzen kurarak sınırsız kudretini, ilmini, adaletini, hikmetini ortaya koyan Allah'ın, insanı başıboş bırakmayacağını, yapılan her iyiliğin ve kötülüğün karşılığını mutlaka vereceğini düşünmüyorlar mıydı? Hiç kuşkusuz bunda, iman edecek bir toplum için hakikati gösteren nice işaretler, nice deliller vardır.
87. Evet, diriliş için sura üflendiği Gün, Allah'ın dilediği mümin kimseler hariç, göklerde ve yerde bulunanlar dehşet içinde kalacak ve hepsi, boyunları bükülmüş bir hâlde O'nun huzuruna çıkacaktır.
88. Ey insan! Dağları görürsün de, onları öylece yerlerinde duruyor sanırsın. Oysa onlar, yerküreyle birlikte, tıpkı bulutların gökyüzünde yürüyüp gittiği gibi yürümektedirler. Her şeyi güzel ve yerli yerinde yapan Allah'ın sanatıdır bu. Hiç kuşkusuz O, yaptığınız her şeyden haberdardır. Şu hâlde: