Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 379
23. "Oranın halkını Belkıs adında bir kadının yönettiğini ve ona, bir kralın sahip olması gereken her türden bilgi, beceri ve imkânın bahşedildiğini gördüm. Ayrıca onun, çok büyük ve görkemli bir de tahtı var."
24. "Ve yine gördüm ki, kendisi de halkı da, Allah'ı bırakıp Güneş'e secde ediyorlar. Demek ki, şeytan yaptıkları bu çirkin işleri kendilerine güzel ve çekici göstererek onları yoldan çıkarmış, bu yüzden doğru yolu bulamıyorlar."
25. "Hâlbuki göklerde ve yerde gizli olan her şeyi ortaya çıkaran ve sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz her şeyi bilen yüce Allah'a secde ve kulluk etmeleri gerekmez miydi?"
26. "O Allah ki, kendisinden başka ilâh yoktur. Mutlak kudret ve hükümranlığın sahibi, yani yüce arşın Rabb'idir."
27. Süleyman, "Doğru mu söylüyorsun, yoksa yalancının biri misin, bunu yakında göreceğiz." dedi ve yazdırdığı mektubu Hüdhüd'ün gagasına tutuşturup:
28. "Şu mektubumu götür ve gizlice önlerine atıver, sonra onlardan biraz uzaklaşarak bir kenara çekil ve onları dikkatle gözetle, bakalım ne yapacaklar?"
29. Hüdhüd, kendisine verilen emri yerine getirdi. Belkıs Süleyman'ın mektubunu alır almaz, "Ey ileri gelenler!" diye vezirlerine seslendi, "Bakın, bana çok değerli bir mektup geldi."
30. "Mektup Süleyman'dan geliyor ve ‘Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla' başlıyor."
31. "Mektupta diyor ki: "Sakın bana karşı koymaya kalkmayın, derhal teslim olup huzuruma gelin!"
32. Belkıs "Ey ileri gelenler!" dedi, "Bu mesele hakkındaki görüşlerinizi bana bildirin. Çünkü bilirsiniz ki, ben size danışmadan hiçbir konuda karar vermem."
33. Vezirler, "Sayın kraliçemiz! Biz son derece güçlü ve savaşçı bir milletiz, gerekirse Süleyman'ın ordusuyla da savaşabiliriz. Fakatyine de ferman senindir, düşün ve ne buyuracağına sen karar ver!" dediler.
34. Bunun üzerine Belkıs, "Doğrusu, despot yöneticiler, diktatörler ve krallar bir ülkeye girdiler mi, oranın düzenini altüst ederler ve halkının soylu ve onurlu insanlarını öldürerek, esir ederek veya sürgüne göndererek aşağılık ve perişan bir hâle getirirler. Herhâlde bunlar da böyle yapacaklardır."
35. "Bu yüzden, meseleyi barış yoluyla çözmek için elimden geleni yapacağım. Onlara dostluk ve barış mesajı olarak altın, gümüş ve mücevheratla dolu bir armağan gönderecek ve elçilerin getirecekleri cevabı bekleyeceğim. Bakalım Süleyman mal mülk ile savuşturulabilecek bir kimse miymiş?"