Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 359
1. Tüm insanlığa hidayetin, dünya ve âhirette kurtuluş, huzur ve saadetin yollarını gösteren bir öğüt ve uyarı olsun diye, Muhammed adındaki bir yetim kuluna hak ile batılı birbirinden ayıran bu Furkân'ı [105] gönderen Allah yüceler yücesi, lütuf ve keremi sınırsız, hayır ve ihsanı bol, muazzam ve muhteşem bir feyiz ve bereket kaynağıdır!
2. Bu Kur'an'ı gönderen Allah öyle bir ilahtır ki, göklerin ve yerin hükümranlığı yalnızca O'na aittir! O insanlardan ya da meleklerden, egemenliğini kendilerine devrettiği veya kendilerine evlat olma şerefi bahşettiği herhangi bir kimse ya da ulûhiyetten pay taşıyan imtiyazlı varlıklar yaratmamış; asla bir çocuk edinmemiştir! Kudret ve egemenliğinde eşi ve ortağı yoktur! Her şeyi yaratan, sonra da yarattığı her şeyi mükemmel bir ölçü ve denge ile düzenleyip takdir eden O'dur!
TEVHİD ve ŞİRK
62. Gerçek müminler ancak şu kimselerdir ki, Allah'a ve Elçisine yürekten inanırlar, toplumu ilgilendiren önemli bir meseleyi görüşmek için Elçi veya Elçinin izinden giden İslâm âlimleri ve Müslüman yöneticiler ile bir araya geldiklerinde, ondan izin almadan gizlice çekip gitmezler. Böyleacil bir işleri olduğu zaman toplantıyı terk etmek için senden izin isteyenler, Allah'a ve Elçisine gerçekten inanmış olanlardır.
O hâlde, ey İslâm toplumunun önderi, bu kimseler bazı önemli işlerini görmek için senden izin istedikleri zaman, içlerinden uygun gördüklerine gitmeleri için izin ver ve onlar oradaki hayır ve bereketten mahrum kaldıkları için Allah'tan bağışlanma dile. Hiç kuşkusuz Allah çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.
63. Ey iman edenler! Elçinin veya İslâm toplumunun meşru liderinin size yaptığı çağrıyı, birbirinize yaptığınız sıradan çağrılarla bir tutmayın. Çünkü onların çağrısına uymak ve onlar izin vermedikçe toplantıyı terk etmemek, imanın gereğidir. Nitekim Allah, birbirlerini siper ederek gizlice aranızdan sıvışıp giden o ikiyüzlüleri elbette bilmektedir ve cezalarını verecektir. Öyleyse O'nun emrine aykırı davrananlar, başlarına bu dünyada yenilgi, zillet, esaret, perişanlık gibi bir belânın ya da âhirette can yakıcı bir azabın gelmesinden korksunlar.
64. Şunu iyi bilin ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. O sizin içinde bulunduğunuz durumu, neler yapıp ettiğinizi, bütün duygu ve düşüncelerinizi gayet iyi bilmektedir. İnsanlar hesaba çekilmek üzere huzuruna çıkarıldıkları Gün, O dünyadayken yapıp ettikleri her şeyi onlara bir bir haber verecektir. Çünkü Allah, her şeyi en mükemmel şekilde bilendir.