Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 341
73. O hâlde, ey insanlar! Sizi bu acıklı sondan kurtaracak çarpıcı bir örnek veriliyor, ona kulak verin: Allah'ın berisinde kendilerinden medet umup yardıma çağırdığınız ve hayatınıza yön verme yetkisine sahip olduğunu iddia ettiğiniz putlar, heykeller ve sözde ilâhlar var ya, onların hepsi bir araya gelip güçlerini birleştirseler, bir tek sinek bile yaratamazlar. Hatta sinek üzerine bal sürüp kutsadığınız bu putların üzerine konup onlardan bir parça kapıp götürse, onu dahi geri alamazlar. Yahut sinekler, taşıdıkları tehlikeli mikropları bulaştırarak o ilâhlık taslayan zalimlerin sağlıklı organlardanbirinieksiltse, onu asla geri getiremezler. Demek ki, bu sahte ilâhlardan yardım isteyen kimseler de ahmak ve aciz, kendisinden yardım istenen putlar ve benzerleri de… İnsanın bu duruma düşmesinin asıl sebebi şudur:
74. Onlar, Allah'ı gereği gibi tanıyamadılar. O'nun sınırsız ilim, hikmet ve kudret sahibi yegâne Rab ve İlâh olduğunu bilemedikleri için kendilerine başka yol göstericiler aradılar. Mutlak adalet sahibi olduğunu kavrayamadıkları için âhireti inkâr ettiler. Sonsuz şefkat ve merhamet sahibi olduğunu anlayamadıkları için başkalarının merhametine sığındılar. İzzet ve şerefin yalnızca O'nun elinde olduğunu idrak edemedikleri için üstünlük ve itibarı başka yerlerde aradılar. İşte bunun içindir ki, Kur'an sürekli ve ısrarla Allah'ı anlatır: Gerçekten Allah, sonsuz kudret ve izzet sahibidir.
75. Allah, uymanız gereken kanun ve kuralları size öğretmek üzere meleklerden ve insanlardan elçiler seçer. Melekler ilâhî vahyi Peygamberlere getirir, onlar da bunu size bildirirler. Fakat ne bir meleğin, ne de bir Peygamberin Allah'ın egemenliğinde ortaklığı yoktur. Hiç kuşkusuz Allah her şeyi işiten, her şeyi görendir. Öyle ki:
76. Allah, onların geçmişte ve gelecekte, gördükleri ve göremedikleri, bildikleri ve bilmedikleri, açıkladıkları ve gizledikleri, kısacası önlerindeki ve arkalarındaki her şeyi tam olarak bilmektedir. Evet, bütün işler Allah'a döndürülecek ve her konuda son sözüO söyleyecek, hükmü de O verecektir.
77. Ey iman edenler! Allah'ın huzurunda rükûa eğilin, secdeye kapanın, yalnızca Rabb'inize kulluk edin ve daima güzel davranışlar ortaya koyun ki, dünyada da âhirette de kurtuluşa eresiniz.
78. Ve tam hakkını vererek Allah yolunda cihad edin. O'nun size bahşettiği bilgi, beceri ve yetenekleri sonuna kadar kullanarak, Kur'an'ın hedeflediği hayat programını egemen kılmak amacıyla, hem insanı yoldan çıkaran azgın ihtiraslara, hem de yeryüzünde fesat çıkaran zalimlere karşı mücadele edin.
Unutmayın ki, O sizi insanlar arasından seçip bu yüce makama yükseltmiş ve din konusunda size taşıyamayacağınız bir zorluk yüklememiştir. Aksine, bütün Peygamberler gibi, atanız İbrahim'in de izlemiş olduğu o mükemmel inanç sistemini size bahşetmiştir.
Önceki kutsal metinlerde de bu Kur'an'da da size, yalnızca Allah'a boyun eğen, tüm varlığıyla O'nun hükümlerine teslim olan kimseler anlamına gelen "Müslümanlar" adını verdi ki, Son Elçi siz müminlere karşı güzel bir örnek ve şahit olsun ve sizler de tüm insanlığa karşı hakikate şahitlik eden örnek bir toplum ve âdil şahitler olasınız.
Öyleyse, beş vakit namazı hayatın merkezine yerleştirerek, onu dikkatle ve özenle, mümkün mertebe cemaatle birlikte kılın. Refah ve zenginliği toplumun tüm katmanlarına yaymak üzere zekâtı verin. Ve tüm benliğinizle Allah'a bağlanın. Çünkü sizin yegâne dostunuz ve Efendiniz O'dur. O ne güzel dost, ne güzel yardımcıdır!