Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 33
211. Aksine davrananların nasıl bir akıbete uğradığını görmek istersen, İsrailoğulları'na sor; onlara hak ve hakikati açıkça gösteren nice mucizeler ve nice açık deliller vermiştik de, hepsini bile bile inkâr etmişlerdi. Bundan dolayı da dünya ve âhirette lanete uğramışlardı.
Kim Allah'ın İslam ve iman nimeti kendisine ulaştıktan sonra onu inkâr ve isyankârlık ile değiştirirse, şunu iyi bilsin ki, Allah'ın azabı çok şiddetlidir.
İnsanın inkâr bataklığına saplanmasının en önemli sebebi şudur:
212. İnkâr edenlere dünya hayatı süslü gösterilmiştir. Onlar dünya nimetlerden uygun biçimde faydalanarak bunları kendilerine bahşeden yüce Yaratıcı'ya şükredecekleri yerde, gözlerini sadece bu nimetlere diker ve sahip oldukları mal ve servetle gurura kapılarak inananlarla alay ederler.
Oysa kötülükten, haksızlıktan titizlikle sakınıp korunan o takva sahipleri, Diriliş Günü'nde onlardan çok daha üstün konumda olacaklardır.
Hiç kuşkusuz Allah, dilediğine hadsiz hesapsız rızıklar bahşeder. Öyleyse, bütün nimetlerin Allah'tan geldiğini bilin; şımarıp insanları küçümseyerek, haktan yüz çevirip inkâra saparak bölücülüğe, ayrımcılığa yol açmayın. Hatırlayın ki:
213. İnsanlar, başlangıçta yalnızca Allah'a ibadet eden ve aynı inanç ve ilkeler etrafında birleşen bir tek ümmet idi. Dinlerin çok tanrıcılıktan tek tanrı inancına doğru evrimleştiğini öne süren materyalistlerin iddiasının aksine, Allah ilk insan Âdem (as)'ı yarattığında, O'na Hak Dini vahyederek doğru yolu göstermişti. Âdem (as)'ın torunları, uzun bir süre onun yolunda gitmişler ve hepsi de bir ve aynı ümmete bağlı kalmışlardı. Fakat sonraları hak dinden sapmalar başlayınca, insanlar birbirine düşman gruplara ayrıldılar. Bunun üzerine Allah, insanlığın sapmaya başladığı her yol ayrımında, hak dinde sebat edenleri her iki âlemde kurtuluş ile müjdeleyen ve bâtıl yollara sapıp ayrılık çıkaranları dünyada zillet, âhirette cehennem azabı ile uyaran peygamberleri gönderdi. O peygamberlerle birlikte, anlaşmazlığa düştükleri konularda insanlar arasında hükmetmeleri için, hak ve hakikati ortaya koyan Kitab'ı indirdi. İşte bugün de aynı amaçla size bu Kur'ân'ı göndermiş bulunuyor.
Fakat Kitap verilen Hristiyanlar ve Yahudiler, kendilerine gerçeği gösteren apaçık deliller geldikten sonra, sırf aralarındaki ihtiras ve azgınlıktan dolayı Allah'ın dinini paramparça ederek onda ayrılığa düştüler. Böylece Allah, onların ihtilafa düştükleri o hakikate, kendi izni ve iradesiyle Son Peygambere ve Kur'ân'a iman edenleri ulaştırdı. Çünkü Allah, hangi ırktan ve hangi toplumdan olursa olsun, hak dinin sancağını taşımaya lâyık gördüğü ve başarıya, kurtuluşa, zafere ulaşmasını dilediği kimseyi dosdoğru yola iletir
Demek ki insanlık tarihi, iyilerle kötüler arasında süregelen ve kıyamete kadar sürecek olan çetin bir mücadeleden ibarettir. Bu mücadelede başarılı olup ebedî saadete ulaşmak için birçok zorluklara göğüs germek, zalimlerin baskı ve işkencelerine sabretmek zorunda kalacaksınız.
214. Yoksa siz ey iman edenler, sizden önceki ümmetlerin başına gelen sıkıntılar, bela ve musibetler sizin de başınıza gelmeden, öyle kolayca cennete girebileceğinizi mi sandınız? Hayır; cennete girmenin bir bedeli vardır ki, sizden önceki ümmetler bu bedeli ödediler:
Onlar öyle zorluk ve sıkıntılarla karşılaşmış, öylesine ağır ve çetin imtihanlarla sarsılmışlardı ki, nihayet o zamanki peygamber ve beraberindeki müminler, "Artık dayanacak gücümüz kalmadı, Allah'ın yardımı ne zaman?" diyecek hâle gelmişlerdi. Dayanın, sabredin! Şunu iyi bilin ki, Allah'ın yardımı pek yakındır!
215. Ey Muhammed! Sana, Allah yolunda hangi tür mallardan vereceklerini, ne harcayacaklarını soruyorlar. Onlara de ki: "Hayır olarak her ne verirseniz verin fark etmez, yeter ki temiz ve helal mallardan olsun. Fakat asıl önemli olan, bunun kimlere verileceğidir. Bu vereceğiniz mallar, ana baba, diğer akrabalar, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir. Öyleyse, az çok demeyin iyilik edin.Unutmayın ki, her ne iyilik yaparsanız Allah onu bilmektedir ve karşılığını mutlaka verecektir."