Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 323
11. Sizden önceki çağlarda, halkı zulüm ve haksızlık yapan nice şehirleri yerle bir ettik ve onların ardından başka toplumlar meydana getirdik.
12. Helâki hak eden toplumlar azabımızın tepelerine bineceğini sezdikleri anda, derhal orayı terk edip kaçmaya çalışıyorlardı. Fakat nereye yönelseler, karşılarına azap melekleri dikiliyordu:
13. "Yoo, kaçmayın, şımarıp azgınlaştığınız o servet ve saltanata ve hiç ölmeyecekmiş gibi dayayıp döşediğiniz lüks evlerinize, villalarınıza, saraylarınıza dönün! Çünkü siz yaptıklarınızdan sorguya çekileceksiniz!"
14. Artık kurtulamayacaklarını anlayınca, "Vay başımıza gelenler! Biz gerçekten de ne zalim kimselermişiz!" diye feryat ediyorlardı.
15. Ve hepsini kökünden biçip yok edinceye kadar, bu feryatları sürüp giderdi. Öyle ya:
16. Biz gökleri, yeri ve bu ikisinin arasındakileri hikmet ve adaletten yoksun, anlamsız ve amaçsız, yani oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık ki.
17. Şayet bir eğlence edinmek isteseydik bunu herhâlde kendi katımızdan edinirdik, fakat böyle bir şey yapmayız!
18. Biz varlık âleminde başıbozukluğa, adaletsizliğe ve ölçüsüzlüğe yer vermeyiz. Zulüm ve haksızlıkları eğlence izler gibi izlemeyiz. Tam tersine, mutlak ve değişmez gerçeklik, doğruluk demek olan hakkı, kötülük, çirkinlik ve eğrilik temeline dayanan batılın tepesine çarparız da, onu paramparça eder ve böylece batıl yok olup gider. Ey inkârcılar! Allah'a yakıştırdığınız uygunsuz niteliklerden dolayı, vay hâlinize!
19. Göklerde ve yerde olan herkes, O'nun aciz birer kuludur. Dolayısıyla, O'nun katında bulunan ve müşrikler tarafından ilâhlaştırılan melekler, O'na kulluk etmekten asla kibre kapılmazlar ve ona ibadette en ufak bir kusur işlemez, hiçbir zaman bundan bıkıp yorulmazlar.
20. Gece gündüz bir an bile ara vermeden O'nun sınırsız yüceliğini tüm evrene ilan ederek tesbih ederler. Fakat bu nankörler, O'na kulluk etmeyi gururlarına yediremiyorlar.
21. Yoksa onlar yeryüzünde, canlılara hayat bahşeden ve Kıyamet Günü insanları yeniden diriltip hesaba çekebilen ilâhlar mı edindiler? Hâlbuki:
22. Göklerde ve yerde Allah'tan başka tanrılar olsaydı, aralarındaki çekişmeden dolayı her iki âlem de yıkılıp gider ve kâinattaki bu harika düzen görülmezdi. Oysa gördüğünüz gibi, gökler ve yer muazzam bir düzen içerisinde varlığına devam etmektedir. Mutlak hükümranlık sahibi olan Allah, müşriklerin batıl iddialarından tamamen uzaktır, yücedir.
23. O, yaptıklarından dolayı kimseye hesap vermez, fakat O'nun dışındaki tüm varlıklar, yaptıklarından Allah'a karşı sorumludurlar.
24. Demek o müşrikler, uydurdukları sahte ilâhları ve batıl ideolojileri terk edip bir tek Allah inancını benimsedikleri takdirde, O'nun gönderdiği Kitaba göre hayatı yeni baştan kurmak zorunda kalacaklarını, böylece adalet ve eşitlik esaslarına dayalı bir toplumsal sistemde diledikleri gibi yaşayamayacaklarını çok iyi bildiklerinden, O'ndan başka tanrılar ediniyorlar, öyle mi?
Onlara de ki: "Eğer iddianızda samimî iseniz, bunun ilâhî kitaplara uygun olduğunu ispatlamak üzere delilinizi getirin! İşte bu tevhid inancı, hem benimle birlikte olan Müslümanların ve hem de benden önceki Elçilerin insanlık tarihi boyunca gündeme getirdiği ilâhî öğretidir."
Ama ne var ki, onların çoğu hakikat bilgisinden yoksundurlar. Bu yüzden de önyargılarının kurbanı oluyor ve alışageldikleri kültür ve anlayışa uymadığı için, aslında aklı başında hiçbir kimsenin ilgisiz kalamayacağı bu inanç sistemine karşı umursamaz bir tavır takınıyorlar. Hâlbuki: