Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 288
59. İnkârcıların keyfî olarak istedikleri mucizeleri göndermeyişimizin tek sebebi, daha önceki toplumların bu tür mucizelerigözleriyle gördükleri hâlde onları hep yalanlamış ve daha sonrakilerin de aynı şekilde yalanlayacak olmalarıdır. Dolayısıyla, çağdaş kâfirlerin —öyle iddia ettikleri gibi— mucize görünce iman edivereceklerini sanmayın. Nitekim bir zamanlar Semud halkına apaçık bir mucize olarak yarılan bir kayadan çıkan o meşhur deveyi vermiştik fakat ona azgınca saldırarak kendilerine zulmetmişlerdi! O hâlde, inkârcılar ne kadar isteseler de, artık onlar istedi diye böyle mucizeler göndermeyeceğiz. Çünkü Biz mucizeleri, insanları zorla imana getirmek veya toplumları helâk etmek için değil, ancak korkutup uyarmak amacıyla göndeririz. İşte bunun için, akla ve vicdana hitap eden en parlak mucizeyi, Kur'an'ı gönderdik:
60. Hani Peygamberliğinin ilk yıllarında sana, "Korkma ey Muhammed, zalimler Allah'ın nurunu asla söndüremeyecektir. Çünkü Rabb'in, sonsuz ilim ve kudretiyle tüm insanları çepeçevre kuşatmıştır!" demiş ve İslâm'ın zaferini sana daha o günlerde müjdelemiştik. Fakatkâfirler, bunu alay konusu yapmışlardı.
Sana Miraç gecesinde gösterdiğimiz o büyük mûcizeleri ve muhteşem görüntüleri ve Kur'an'da sözü edilen (37. Saffat: 62–66, 44. Duhan: 43–46 ve 56. Vakıa: 51–53) o lânetlenmiş ağacı, sırf ikiyüzlü insanların maskelerinin düşmesi vegerçek müminlerin ortaya çıkması için bir sınama aracı kılmıştık. Biz inkârcıların cehennemde zehirli zakkum ağacından yiyeceğini haber vermekle aslında onları korkutup uyarıyoruz, fakat bunca uyarılar, hakkı inkâra şartlandıkları için onların sadece azgınlığını artırıyor.
Nitekim müşrikler, Miraç olayını duyar duymaz inkâr etmişlerdi. Oysa Biz, gerçeğin bilgisini senin gibi doğru ve güvenilir bir insandan öğrenmeleri ve ondan ders alıp doğru yolu bulmaları için sana miraçta böyle mucizeler göstermiştik. Fakat onlar seninle alay ettiler.
61. Hani bir zaman meleklere, "Tüm insanlığın temsilcisi olarak karşınızda duran Âdem'e secde edin. Yani onun size üstünlüğünü kabul ederek önünde saygıyla eğilin!" demiştik. Bunun üzerine İblis hariç hepsi Âdem'e secde ettiler. Meleklerin arasında yaşayan ve esasen bir cin olanİblis ise, kibirlenerek emrimize karşı geldi ve "Şu kokuşmuş balçıktan yarattığın aşağılık yaratığa mı secde edecekmişim?" dedi.
62. Ve ekledi: "Benden üstün tuttuğun şu değersiz insana bak! Onun nesi var ki, benden üstün olacakmış! Eğer Diriliş Gününe kadar bana mühlet verirsen, yemin ederim ki, onun soyundan gelenleri —pek azı hariç— egemenliğim altına alacağım!"
Allah dileseydi İblis'i oracıkta yok ederek işini bitirebilirdi. Fakat sonsuz ilim ve hikmeti gereğince, insanoğlunun çetin bir sınavdan geçerek olgunluk mertebelerinde yücelmesini, İblis'le yapacağı amansız mücadele sayesinde içindeki güç ve yetenekleri keşfedip geliştirmesini murat etti. Bunun için de İblis'e istediği süreyi verdi:
63. Allah "Madem öyle," dedi, "Haydi Kıyamet Gününe kadar onları kötülüğe çağırmak üzere haydi hemen çık git! Ancak şunu da bil ki, içlerinden her kim sana uyarsa, işlediğiniz günahların tam karşılığı olmak üzere, hepinizin cezası cehennem olacaktır!"
64. "Haydi git; onlardan gücünün yettiğini yüreklerde çınlayan sesinle yoldan çıkar. Gerek yaya gerek atlı, bütün ordularınla dört bir yandan yürü üzerlerine! Haram kazancı teşvik ederek mallarına ve senin istediğin amaçlar doğrultusunda eğitilip yetişmelerini sağlayarak çocuklarına ortak ol ve "Dürüstlük karın doyurmaz, çalmazsan aç kalırsın!" "Sınırsız zevk ve eğlence içinde hayatı doyasıya yaşamak varken doğruluk, fedakârlık gibi safsatalarla ne diye keyfini bozacaksın?" "Allah nasıl olsa affeder!" gibi türlü vaadlerle oyala onları! Doğrusu şeytanın onlara verdiği sözler, sonu felâketle bitecek bir aldatmacadan başka bir şey değildir."
65. "Ama ey İblis, Benim gösterdiğim yolda yürüyen ve sadece Bana güvenen kullarımın üzerinde senin hiçbir egemenliğin, zorlayıcı gücün olmayacaktır.
Evet, her konuda güvenilir bir vekil olarak Rabb'in onlara yeter!"
Öyleyse, ey insan! Ezelî düşmanını tanımalı ve onun sinsi tuzaklarına karşı uyanık olmalısın. İşte ona karşı girişeceğin amansız mücadelede sana yol gösterecek, imanını güçlendirecek açıklama ve uyarılar:
66. Rabb'iniz öyle lütufkâr bir yaratıcıdır ki, lütuf ve bereketlerinden nasibinizi arayıp bulasınız diye, gerekli bütün imkân ve şartları hazırlayarak sizin için denizde gemileri yürütüyor. Gerçekten de O, size karşı çok şefkatli, çok merhametlidir.