Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 239
31. Vezirin karısı, kadınların kendi aleyhindeki dedikodularını işitince, onlar için dört başı mamur bir sofra hazırlayıp kendilerini yemeğe davet etti. Ayrıca her birinin önüne, sunulan meyveleri soymak için birer bıçak koydu. Kadınlar gelip yemeklerini yedikten sonra tam meyveleri soyarlarken, perde arkasında bekleyen Yusuf'a gizlice, "Şimdi onların karşısına çık!" diye emretti. Kadınlar onu anîden karşılarında görünce, olağanüstü güzelliği karşısında âdeta büyülendiler; şaşkınlıktan, meyve yerine ellerini kestiler ve "Aman Allah'ım, bu güzellikteki bir varlık insan olamaz; olsa olsa yüce bir melektir bu!" dediler
32. Bu anı bekleyen Züleyha, "İşte budur," dedi, "kendisine âşık olduğum için beni kınadığınız adam! Şimdi söyleyin, ona vurulmakta haksız mıymışım? Evet, ben onu gerçekten de elde etmek istedim, fakat onun dürüstlüğü tuttu. İşte, hepinizin önünde uyarıyorum; eğer kendisine emrettiğim şeyi yapmamakta ısrar ederse, yemin ederim, zindanları boylayıp rezil kepaze olacaktır!"
33. Bu tehditler karşısında Yusuf, "Ey Rabb'im!" diye yalvardı, "Bu kadınların çirkin arzularına boyun eğmektense, hapse girmeyi tercih ederim! Çünkü benim için hapse girmek, bunların bana teklif ettiği çirkin işi yapmaktan çok daha iyidir! Fakat bunca baskı ve tahrikler karşısında daha ne kadar dayanabilirim, bilemiyorum. Senin yardımına muhtacım, Allah'ım! Eğer beni onların hile ve entrikalarından kurtarmazsan, olur ki bir an zaafa düşer, onlara uyup bir cahillik yaparım!"
34. Allah da onun dualarını kabul buyurdu ve samimî bir kalple kendisine yönelen her mümine yaptığı gibi sabrını, takvasını pekiştirmek suretiyle o kadınların hile ve tuzaklarını ondan uzak tuttu. Çünkü O her şeyi işiten, her şeyi bilendir.
Fakat imtihan devam ediyordu:
35. Daha sonra vezir ve arkadaşları, Yusuf'un iffetli ve masum olduğunu gösteren kesin delilleri gördükleri hâlde, sırf halkın dedikodusunu kesmek için onu suçlu gösterip bir süre için zindana atmaya karar verdiler.
Böylece, Yusuf'un hayatında yeni dönem başlıyordu:
36. Onunla birlikte, iki genç adam daha zindana girmişti. İkisi de kralın yakın hizmetçisi olan bu insanlar, onu zehirlemeye teşebbüs etmekle suçlanıyorlardı. Yusuf'la aynı mekânı paylaşan bu gençler, onun dürüstlüğüne ve rüyaları yorumlamadaki yeteneğine hayran kalmışlardı. Bir gün bu iki gençten biri, "Ey Yusuf! Rüyamda kendimi şarap yapmak için üzüm sıkarken gördüm." dedi. Diğeri ise, "Ben de kendimi, başımın üzerinde bir ekmek taşırken gördüm. Kuşlar ekmeği gagalayıp yiyorlardı." dedi. Yusuf'a ricada bulunarak, "Lütfen bunların ne anlama geldiğini bize söyler misin? Gördüğümüz kadarıyla, sen çok iyi bir insana benziyorsun." dediler.
37. Yusuf, "Hayhay!" dedi, "Merak etmeyin, daha yiyeceğiniz yemek önünüze gelmeden, size rüyanızın yorumunu bildireceğim. Ama önce, birkaç dakika beni dinlemenizi rica ediyorum. Bakın; bu bilgi ve yetenek benim kendi maharetim değil, doğrudan doğruya Rabb'imin bana öğrettiği şeylerdendir. Ve bana öğretilenler, yalnızca rüya yorumlamaktan ibaret değildir. Doğrusu ben, Allah'a kulluk ve itaate layık yegâne Rab ve İlâh olarak inanmayan ve bunun en doğal sonucu olarak öte dünyanın varlığını inkâr eden şu içerisinde yaşadığınız toplumun batıl inanç ve hurafelerle dolu dinini ve bu dine göre oluşturulan hayat tarzını terk ettim! Bunun yerine;