Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 238
23. Bu arada, içinde yaşadığı evin hanımı nasıl olduysa Yusuf'a göz koymuş ve onu elde etmek için plânlar kurmaya başlamıştı. Bunun için, kocasının evde olmadığı bir gün bütün kapıları kilitledi ve "Haydi, yanıma gelsene!" dedi. Fakat Yusuf, "Böyle bir alçaklıktan Allah'a sığınırım!" diye karşılık verdi, "Rabb'im bana bunca iyilikler bahşetmişken, O'na karşı nasıl nankörlük edebilirim? Ayrıca, beni öz evladı gibi bağrına basan efendime nasıl ihanet edebilirim? Gerçek şu ki, zalimler asla kurtuluş yüzü göremezler!"
24. Gerçekten kadın Yusuf'u arzulamıştı; eğer ihanet ve nankörlüğün çirkin bir davranış olduğuna dair Rabb'inin kendisine ilham ettiği uyarı ve işaretini göz ardı etmiş olsaydı, Yusuf da nefsine yenilip ona yönelecekti. Fakat Allah'ın yardımı sayesinde, arzularına gem vurarak iffetini korumasını bildi. İşte böylece, onu kötülük ve ahlâksızlıktan korumak için kalbine sebat ve kararlılık verdik. Çünkü o, dürüstlüğü, samimiyeti ve tertemiz ahlâkıyla seçkin kullarımızdan biriydi.
25. Derken Yusuf hızla oradan uzaklaşmaya başladı. Kendisi önde, Züleyha arkada, ikisi birden kapıya doğru koşmaya başladılar. Yusuf tam kapıya varmıştı ki, kadın yetişip onun gömleğini arkadan çekerek boydan boya yırttı. Ve tam o sırada, kapının hemen yanında kadının kocasıyla burun buruna geldiler! Kadın, Yusuf'un kendisine saldırdığını öne sürerek, büyük bir pişkinlikle, "Senin hanımına böyle bir kötülük yapmaya kalkışan birinin cezası, zindana atılmaktan veya can yakıcı bir işkenceye uğramaktan başka ne olabilir?" dedi.
26. Yusuf ise kendisini savunarak, "Hayır, yalan söylüyor! Asıl o beni elde etmeye kalkıştı!" dedi. Bunun üzerine, kadının akrabalarından bilgili ve tecrübeli biri —ki o sırada vezirin yanında bulunuyordu— olayı aydınlatmak üzere şöyle hakemlik yaptı: "Eğer Yusuf'un gömleği önden yırtılmışsa; kadın doğru, kendisi yalan söylüyor demektir."
27. "Yok, eğer gömleği arkadan yırtılmışsa, o zaman kadın yalan, Yusuf doğru söylüyor demektir."
28. Vezir, Yusuf'un gömleğinin arkadan yırtılmış olduğunu görünce, karısına dönerek, "Anlaşıldı, bu da siz saray sosyetesinin hile ve entrikalarından biri. Doğrusu ey kadınlar, sizin entrikalarınız çok çetindir!" dedi. Fakat onu cezalandırmadı da. Zira olayın dillere düşmesinden korkuyordu. Bunun için:
29. "Yusuf, lütfen bunu hiç kimseye anlatma. Ve ey kadın, sen de günahından dolayı tövbe ve istiğfar et! Çünkü sen gerçekten büyük bir günah işledin!" diyerek olup bitenleri örtbas etmek istedi. Fakat olayın yayılmasına engel olamadı:
30. Şehirdeki saray çevresine mensup bazı kadınlar, kendi aralarında, "Duydunuz mu? Vezirin karısı kölesine göz koymuş, onun aşkıyla yanıp tutuşuyormuş. Ne ayıp, âşık olmak için bula bula bir köleyi mi bulmuş? Bize öyle geliyor ki, bu kadın düpedüz sapıtmış!" diyorlardı.