Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 204
107. Ey şanlı Elçi! Münafıklara karşı son derece dikkatli olmalısın. Çünkü onlar arasındayıkıcı ve zarar verici faaliyetlerde bulunmak, inkâr cephesini güçlendirerek kâfirlere yardım etmek, Müslümanlar arasına fitne ve ayrılık sokarak onları birbirine düşürmek ve öteden beri Allah'a ve Elçisine karşı savaş ilan etmiş olan Ebu Âmir adındaki İslâm düşmanınayataklık edip casuslarını barındırarak ona bir gözetleme ve istihbarat merkezi oluşturmak için sizin mescidinize alternatif bir mescit kuranlar var. Kendilerini hesaba çekeceğin zaman, "Vallahi bizim iyilikten başka bir amacımız yoktu!" diyerek yemin edecekler. Fakatsakın onlara inanma! Çünkü onların yalancı olduğuna bizzat Allah şahittir.
108. Orada asla namaza durma! Medine'de bulunan ve ta ilk günden Allah'ın emirlerine bağlılık, doğruluk, samimiyet ve takva temeli üzerine kurulan mescit, içinde namaz kılmana elbette daha lâyıktır. Çünkü orada, her türlü günah kirlerinden arınma isteğiyle dolup taşan yiğitler vardır ki, Allah böylekötülüklerden arınanları sever.
109. Binasını Allah'a saygı, bağlılık ve O'nun hoşnutluğunueldeetmetemeli üzerine kuran kimse mi hayırlıdır, yoksa yıkılıp çökmeye yüz tutmuş bir uçurumun kenarına binasını kurup da onunla birlikte cehennem ateşine yuvarlanan kimse mi?
Allah, zulüm ve haksızlık yapan bir toplumu doğru yola iletmez.
110. Münafıkların kurmuş oldukları bu gibi binalar, kurum ve kuruluşlar, kalpleri ölümün şiddetiyle paramparça oluncaya dek yüreklerinde bir huzursuzluk, şüphe ve tedirginlik kaynağı olacaktır. Hiç kuşkusuz Allah her şeyi eksiksiz bilendir, sonsuz hikmet sahibidir.
111. Gerçek şu ki, Allah müminlerden canlarını ve mallarını —karşılığında onlara cenneti vermek üzere— satın almıştır. Şöyle ki, onlar yeryüzünde zulmü engellemek ve Kur'an'ın ortaya koyduğu hayat sistemini egemen kılmak için Allah yolunda kahramanca savaşırlar. Er meydanlarında zalimlerin ordularını bozguna uğratır, askerlerini öldürürler ve gerekirse bu uğurda seve seve can verirler. Bu, Allah'ın Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da yerine getirmeyi bizzat üstlendiği ve gerçekliğinde asla şüphe olmayan bir vaattir. Öyle ya, verdiği söze Allah'tan daha vefakâr kim olabilir? O hâlde, yaptığınız bu sözleşmeden dolayı sevinin ey müminler! İşte budur en büyük başarı, en büyük kurtuluş!
Nitekim bugün Hristiyanların elinde bulunan muharref İncil'de şu ifadeler yer almaktadır:
(İsa dedi ki:) "Ne mutlu, doğruluk ve iyilik uğrunda eziyete uğrayanlara; çünkü cennet onlarındır!" (Matta, 5: 10)
"Yeryüzüne (zalimlerin egemen olduğu bir) barış getirmeye geldim sanmayın! Ben barış değil, fakat (mazlumun hakkını savunmak için) kılıç getirmeye geldim! Çünkü ben adamla babasının, kızla anasının ve gelinle kaynanasının arasına ayrılık koymaya geldim. (...) Hayatını bulan onu kaybetmiş olacaktır ve benim uğruma canını veren, onu bulmuş olacaktır." (Matta, 10: 34–39)
Muharref Tevrat'ta ise şöyle denilmektedir:
"Düşmanlarına karşı cenge çıktığın (...) zaman onlardan korkmayacaksın. Çünkü seni Mısır diyarından çıkaran Allah'ın Rab seninle beraberdir." (Tesniye, 20/1)
Bütün kutsal kitaplarda müjdelenen bu bahtiyarlar, şu niteliklere sahiptirler: