Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 182
41. Bilin ki, savaşta ele geçirdiğiniz ganimetlerin beşte biri, kamu yararına harcanmak üzere şu beş sınıf arasında paylaştırılır:
1. Bu ganimetler öncelikle Allah'a, yani O'nun fakir ve muhtaç kullarına,
2. İslâm toplumunun devlet başkanı olarak Allah'ın Elçisine ve onun vefatından sonra, Kur'an'a ve Peygamberin sünnetine göre hükmeden Müslüman yöneticilere,
3. Savaşta şehit düşen askerlerin geride bıraktıkları yardıma muhtaç akrabalara,
4. Bu durumdaki yetimlere,
5. Diğer yoksullara,
6. Ve evinden yurdundan uzak düşmüş, memleketine dönemeyecek şekilde yolda kalmış kimselere aittir. Ganimetin geri kalan beşte dördü ise, savaşa katılan askerler arasında süvarilere iki, yayalara bir pay olmak üzere paylaştırılır.
Ey müminler! Eğer Allah'a gerçekten iman ediyorsanız ve hak ile batılın kesin hatlarla birbirinden ayrıldığı o Ayrışma Gününde, yani iki ordunun Bedir'de karşı karşıya geldiği kader gününde kulumuza indirdiğimiz muhteşem zaferi müjdeleyen ayetlere gerçekten inanıyorsanız, ganimetler konusunda uymanız gereken temel ölçü budur. Unutmayın ki, Allah her şeye kadirdir.
Bakın, bizzat Allah, Bedir savaşında müminleri nasıl sevk ve idare ediyordu:
42. Hani, siz vadinin Medine'ye yakın bölgesinde, savaşa hiç de elverişli olmayan kuzey kenarında idiniz. Onlar ise, vadininMekketarafına düşen ve stratejik öneme sahip olan öte ucunda idiler. Birbirinden habersiz ilerleyen iki ordu arasında sadece bir tepe vardı ve sanki gizli bir el, onları bir noktada buluşturuyordu. Bu arada, Ebu Süfyan komutasında hızla Mekke'ye doğru kaçmakta olan kervan sizden daha aşağılarda denizsahilinde idi. Düşman, her bakımdan sizden üstün görünüyordu.
Allah iki orduyu öyle bir yerde ve zamanda buluşturmuştu ki, eğer savaşiçin önceden sözleşmiş olsaydınız, sözleştiğiniz vakitte bu kadar dakik buluşamazdınız. Ayrıca böylesine güçlü bir orduyla karşılaşacağınızı bilseydiniz, savaşa çıkmaktan çekinirdiniz. Kısacası, işin içinde ilâhî irade olmasaydı, bu zaferin kazanılmasına imkân ve ihtimal yoktu. Fakat Allah, yerine getirilmesi kaçınılmaz olan bir amacı gerçekleştirmek için hak ile batılın temsilcilerini vuruşturarak, Bedir savaşında inananları mucizevî bir şekilde üstün kıldı ki, inkârı tercih ederek helâk edilecek olan, tesadüfen ve gelişigüzel değil, hakikati bizzat görerek açık bir delile göre helâk olsun. Yine imanı tercih ederek yaşayacak olan da, kesin bir bilgiye ve açık bir delile göre yaşasın.
Şüphesiz Allah her şeyi işitendir, bilendir. Nitekim:
43. Ey Peygamber! Hani Allah, savaştan önce görmüş olduğun rüyanda, sizi cesaretlendirip savaşa yöneltmek için sana onları sayıca az gösteriyordu. Çünkü eğer onları sana çok gösterseydi, paniğe kapılacak ve bu konuda anlaşmazlığa düşecektiniz. Fakat Allah, sizi yardımıyla destekleyerek tüm tehlikelerden kurtardı. Hiç şüphesiz O, kalplerin içindeki bütün gizli niyet ve düşünceleri bilmektedir.
44. Ve hani Allah,savaş öncesinde karşı karşıya geldiğiniz sırada onları sizin gözünüzde az gösteriyor ve sizi de onların gözünde iyice azaltıyordu ki, iyilerle kötüler artık aralarında kozlarını paylaşsınlar ve böylece Allah, yerine getirilmesi kaçınılmaz olan bir amacı gerçekleştirmiş olsun. Nitekim tam savaşın kızıştığı sırada, sizi kâfirlerin gözünde olduğunuzun iki katı göstererek (3. Âl-i İmrân: 13) onların kalplerine korku saldı ve size muhteşem bir zafer kazandırdı. Unutmayın ki, bütün işler Allah'a döndürülecek ve her konuda son sözüO söyleyecek, hükmü de O verecektir.
45. Ey iman edenler! Savaşta düşman askerlerinden bir topluluk ile karşılaştığınız zaman, asla gevşekliğe kapılmayın! Onlar karşısında kararlı, sağlam durun ve Allah'ı çokça anın ki, dünya ve âhirette kurtuluşa erişesiniz.