Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 123
90. Ey iman edenler!
Şarap başta olmak üzere, bütün sarhoşluk verici ve uyuşturucu maddeler,
Haksız kazanca sebep olan her çeşit şans oyunları ve kumar,
İlâhlaştırılan kişi ve kurumları temsil eden işaretler, semboller, rozetler, heykeller, putlar ve dikili taşlar,
Ve yapacağınız işlerde, ilâhî vahyi rehber edinip, akıl ve tecrübeye dayanarak karar vermek yerine, medyumluk, falcılık, kâhinlik, astroloji, fal okları (5. Mâide: 3) gibi batıl inançlarla hayatınızı yönlendirmeniz,
İşte bütün bunlar, şeytan işi iğrenç kötülüklerden başka bir şey değildir! O hâlde bunlardan uzak durun ki, dünya ve âhirette kurtuluşa eresiniz!
İçkinin haram kılınma hikmetine gelince:
91. Şeytan, içki ve kumar yoluyla aranıza kin ve düşmanlık sokmaya, sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymaya çalışır. Öyleyse, hâlâ bunlardan vazgeçmeyecek misiniz?
O güne kadar içki müptelâsı olan bazı sahabîler, bu ayeti duyar duymaz ellerindeki kadehleri atmaya, şarap testilerini kırmaya başladılar. Allah'ın "Artık vazgeçmeyecek misiniz?" hitabına, "Vazgeçtik ya Rab, vazgeçtik ya Rab!" nidalarıyla cevap veriyorlardı. Kur'an, ilk İslâm toplumunu aşama aşama eğiterek işte bu seviyeye getirmişti. Kalplere Allah ve ahiret inancı iyice yerleştikten ve insanlar ilâhî yasalara kayıtsız şartsız boyun eğecek kıvama geldikten sonra, nihayet içkinin kesinlikle haram olduğunu bildiren bu ayet gelmişti. Kur'an'ın dışında hangi hukuk sistemi, hangi eğitim metodu, bu kadar kısa bir zamanda böylesine köklü bir devrim gerçekleştirerek bu mükemmel toplumu yetiştirebilir?
İşte bu örnek toplumun yetişmesi için:
92. Ey iman edenler! Allah'a ve Elçisine itaat edin ve isyankârlıktan sakının! Allah'ın Kitabına ve bu Kitabın pratik hayata uygulanmasında mükemmel bir örnek olan Peygamberin sünnetine sımsıkı sarılın! Eğer itaatten yüz çevirecek olursanız şunu iyi bilin ki, Elçimizin görevi sizi zorla Müslüman yapmak değil, yalnızca uyarmak ve gerçekleri açıkça tebliğ etmekten ibarettir. Buyruklarıma itaat eden kendisini kurtarmış, isyan eden de yine kendisini felâkete mahkûm etmiş olur.
Peki, bu ayetler gönderilmeden önce yenilip içilenler ne olacak?
93. Daha önce iman edip doğru ve yararlı işler yapanlara, günaha girmekten titizlikle sakındıkları ve bundan böyle aynı kararlılıkla iman edip güzel davranışlar gösterdikleri sürece, önceden yiyip içtikleri şeylerden dolayı bir günah yoktur. Yeter ki, herhangi bir yiyecek veya içeceğin haram olduğunu bildiren ilâhî hükmü öğrendikten sonra, yine kötülüklerden korunmaya devam etsinler, yeni tanıştıkları her ayete yeniden iman etsinler ve sonra da, ömürlerinin sonuna kadar kötülüğün her çeşidinden kaçınarak ellerinden geldiğince iyilik yapmaya devam etsinler.
Hiç kuşkusuz Allah, güzel davrananları sever.
Allah, zararı açıkça bilinen içki, kumar, cinayet ve benzeri kötülükleri yasakladığı gibi, ilk bakışta hikmetini anlayamayacağınız birtakım emir ve yasaklarla da sizi imtihan edecektir:
94. Ey iman edenler! Allah, ellerinizin ve mızraklarınızın ulaşabileceği ve kolayca avlayabileceğiniz birtakım av hayvanlarıyla —onları hac esnasında ayağınıza kadar getirerek— sizi mutlaka deneyecektir ki, Allah'tan başka hiç kimse kendisini görmediği hâlde O'na karşı saygılı davranan samimî ve itaatkâr insanları diğerlerinden ayırt etsin.
Bundan böyle, her kim Allah'ın çizdiği sınırları aşacak olursa, onun için can yakıcı bir azap vardır!
95. Ey iman edenler! Hac veya umre ibadetini yerine getirmek üzere niyet edip ihrama girdiğiniz zaman, zararından korunmak amacıyla öldürmek zorunda kaldığınız hayvanlar hariç, karada yaşayan hiçbir av hayvanını öldürmeyin. Fakat başka birinin —sizin talimatınız olmaksızın— avladığı hayvanın etinden yiyebilirsiniz. Bu yasak, kara hayvanları için geçerlidir. Aşağıdaki 96. ayette açıklanacağı üzere, deniz, göl ve ırmaklardan su ürünleri avlamanızda bir sakınca yoktur. Bir de, Harem bölgesinin avının avlanması, kendiliğinden biten her türlü ağaç, bitki ve otların kesilmesi ya da koparılması, ihramlı olsun veya olmasın herkese haramdır. Harem bölgesinin ağaç ve bitkilerini kesip koparan kimsenin, bunların bedelini takdir ederek fakirlere vermesi gerekir. Harem bölgesinde bulunan veya ihramlı olan kişinin avlanmasına gelince:
İçinizden her kim böyle bir avı kasten öldürürse, bunun cezası, aranızdan iki âdil hakemin vereceği karara göre;
Öldürdüğü hayvana denk olabilecek deve, sığır, koyun, keçi gibi bir hayvanı kurban edilmek üzere Kâbe'ye göndermek,
Ya da yine o hakemlerin belirleyeceği sayıda fakiri doyurmak,
Yahut buna denk —yani doyurması gereken her bir yoksul için bir gün— oruç tutmak suretiyle, günahına kefaret ödemektir. İşte, harem bölge sınırlarında veya ihramlıyken av hayvanı öldüren kişi, bu fidyelerden birini ödemelidir. Ta ki, yaptığı bu çirkin işin cezasını çekmiş olsun.
Bununla birlikte, Allah geçmişte olup bitenleri affetmiştir. Fakat her kim günaha dalarak İslâm dışı hayat tarzına geri dönerse, Allah onu hem dünyada, hem de âhirette cezalandıracaktır! Unutmayın, Allah mutlak üstünlük ve kudret sahibidir, inkâr ve isyankârlığın cezasını verendir!
İhramlıya helâl olan avlanmaya gelince: