Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 117
51. Ey iman edenler! Yukarıda sözü edilen batıl ideolojilerin mimarlarını, yani Yahudileri ve Hristiyanları samimî ve güvenilecek bir dost, sözü dinlenecek bir yönetici, himayesine sığınılacak bir koruyucu, işbirliği yapılacak bir müttefik, kısaca veli edinmeyin! Unutmayın ki, onlar ancak birbirlerinin dostlarıdır. İçinizden her kim onları dost edinecek olursa, o da onlardandır. Çünkü Allah, kâfirlerle böyle sıkı fıkı ilişkiler içinde olan zalimleri doğru yola iletmez.
52. Kalplerinde hastalık olan şu münafıkların, "Kâfirlerin günün birinde galip gelmeyeceği ne malum? İyisi mi, biz şimdiden tedbirimizi alalım. Zira başımıza bir belâ gelmesinden korkuyoruz!" diyerek kâfirlere şirin gözükmek için çırpındıklarını, hep onlara yöneldiklerini görürsün.
Fakat Allah, çok geçmeden kâfirleri hezimete uğratarak size vadettiği zaferi nasip edecek yahut katından münafıkların plânlarını boşa çıkaracak bir emir gönderecektir. İşte o zaman münafıklar, yüreklerinde Allah'a ve müminlere karşı çirkin düşünceler besledikleri ve kâfirleri kendilerine dost ve yardımcı edindikleri için büyük bir pişmanlık duyacaklar.
53. Allah ve Elçisine tam bir güvenle iman edenler ise, savaşta esir ettikleri kâfirlere, münafıkları göstererek, "Sizin yanınızda olacaklarına dair var güçleriyle Allah'a yemin edenler bunlar mıydı? Bakın, nasıl da bütün beklentileri ve gayretleri boşa gitti de, rezil olup hüsrana uğradılar!" diyecekler.
54. Ey iman edenler! İçinizden her kim dininden dönecek olursa, Allah onları tarih sahnesinden silip yerlerine öyle bir toplum getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler. İnananlara karşı çok merhametli ve alçakgönüllü, kâfirlere karşı da son derece şahsiyetli ve onurludurlar. Kur'an'ın ortaya koyduğu hayat sistemini yeryüzünde hâkim kılmak için Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihâd ederler. Bu yolda karşılarına çıkabilecek hiçbir engel onları durduramaz. Çünkü onlar, hiç kimsenin kınamasından, tehdit ve işkencesinden korkmazlar. Yalnızca Rab'lerinin rızasını kazanmak amacıyla, emin ve kararlı adımlarla hedefe doğru yürürler.
İşte bu Allah'ın lütfudur, onu lâyık gördüğüne bahşeder. İlâhî lütfa nail olmak isteyen ve bu yolda gereken çabayı harcayan her kuluna rahmet kapılarını sonuna kadar açar. Öyleyse, güzel davranışlar göstererek O'nun lütfuna lâyık kullar olmaya çalışın. Unutmayın ki, Allah'ın lütuf ve merhameti sınırsızdır, O her şeyi bilendir.
55. Sizin yardımcınız, koruyucunuz ve gerçek dostunuz kâfirler ve münafıklar değil, ancak Allah'tır, O'nun Elçisidir ve tam bir teslimiyetle Allah'a boyun eğerek namazlarını kılan, zekâtlarını veren müminlerdir.
56. Her kim Allah'ı, Elçisini ve müminleri kendisine dost edinirse, ona müjdeler olsun! Çünkü hak ile batılın mücadelesinde üstün gelecek olanlar, kesinlikle Allah'ın tarafında yer alanlardır!
O hâlde:
57. Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine Kitap verilmiş olan Yahudi ve Hristiyanlardan, dininizle alay edip eğlenenleri ve ilâhî vahiy gerçeğini tümüyle inkâr eden diğer müşrik ve kâfirleri kendinize yönetici, koruyucu, yardımcı, dost ve müttefik, yani veli edinmeyin! Ve bu Kitaba gerçekten inanıyorsanız, zalimlerle aynı cephede yer almama konusunda Allah'a karşı gelmekten titizlikle sakının!
İşte kâfirlerin, kutsal değerlerinizi nasıl tahkir ettiğini gösteren çarpıcı bir örnek: