Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 115
42. Onlar doğru sözden hoşlanmaz, her türlü yalana kulak verirler. Haram yemeye de pek düşkündürler. Eğer bu tür insanlar, aralarında hakemlik etmen için sana gelirlerse serbestsin; ister aralarında hüküm ver, ister onları kendi başlarına bırak. Eğer haklarında hükmetmekten kaçınarak onlardan yüz çevirirsen, sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Yani bu yüzden günaha girmiş olmazsın.
Fakat aralarında hükmedeceğin zaman, adaletle hüküm ver! Kuşkusuz Allah, adil davrananları sever.
Gerçi bu Yahudiler, hiçbir zaman Allah'ın hükmüne boyun eğmeye yanaşmazlar:
43. İçinde Allah'ın hükümleri bulunan Tevrat ellerinde dururken, nasıl oluyor da, kendi ırkları dışında bir Peygamber kabul etmedikleri hâlde, arzularına uygun bir fetva vermeni umarak senin hükmüne başvuruyorlar, sonra hem Kur'an'ın hem Tevrat'ın ortak hükmü olan kararından yüz çeviriyorlar? Aslında bunlar, kendi kitapları olan Tevrat'a dahi inanmıyorlar!
Tevrat, her ne kadar Yahudiler tarafından tahrifata uğramış ve bazı bölümleri değiştirilmiş olsa da, aslen hak olan bir kitaptır:
44. Gerçek şu ki, içinde hikmet dolu öğütler, hidayet ve aydınlatıcı nur bulunan Tevrat'ı biz indirdik. Nitekim Musa'dan sonra gönderilen ve Allah'a içtenlikle boyun eğmiş olan Peygamberler, Yahudiler arasında onunla hükmederlerdi. Ayrıca, kendilerini Allah'a adamış olan adil yöneticiler, yani Rabbanîler ve âlimler de ona göre hüküm verirlerdi. Çünkü onlar, Allah'ın kitabını öğrenmek, öğretmek ve uygulamak suretiyle koruyup gözetmekle görevliydiler ve tüm hâl ve hareketleriyle onun hak bir kitap olduğuna tanıklık eden hakikat şahitleri idiler.
Öyleyse insanlardan değil, yalnızca benden korkun! Benim gerek Tevrat, gerek İncil ve gerekse Kur'an'daki ayetlerimi, —özellikle de Son Elçiyi müjdeleyen Tevrat ayetlerini— servet, makam, şan, şöhret gibi basit menfaatlerle değişmeyin! Unutmayın ki, her kim Allah'ın egemenlik yetkisini reddederek O'nun indirdikleriyle hükmetmez ve doğruyu eğriyi, iyiyi kötüyü belirleme konusunda ilâhî ölçüleri kendisine rehber edinmez ise, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir!
45. Biz Yahudiler için —ve dolayısıyla sizin için de— cinayet ve yaralamalarla ilgili olarak Tevrat'ta şu hükümleri yazdık: Cana karşılık can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve diğer yaralamalarda benzer şekilde kısas yapılacaktır. Ancak kim suçluyu affedip kısas hakkından vazgeçerse, bu da onun günahlarının bağışlanması için bir kefaret olacaktır.
Dikkat edin, bunlar Allah'ın hükümleridir. Her kim Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyecek olursa, işte onlar zalimlerin ta kendileridir!
Fakat Allah'ın hükmü, yalnızca Tevrat'tan ibaret değildir: