Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 106
1. Ey iman edenler, verdiğiniz sözlere bağlı kalın! Gerek Allah ile gerek insanlarla ve gerekse bizzat kendinizle yapmış olduğunuz antlaşmaları titizlikle yerine getirin! Sözleştiğiniz kişi kim olursa olsun, asla ahdinize ihanet etmeyin!
Aşağıdaki 3. ayette size bildirilecek durumlar hariç, yırtıcı olmayan kara hayvanlarının ve bütün deniz hayvanlarının eti size helâl kılınmıştır. [87] Ancak hac veya umre için ihramlı [88] olduğunuz sürece, karada avlanmanıza izin verilmemiştir. [89] Deniz, göl ve akarsularda yaşayan hayvanlara gelince, bunları ihramlı iken de avlamanızda bir sakınca yoktur.
Hiç kuşkusuz Allah, insanların arzu ve heveslerine göre değil, sonsuz ilim ve hikmetine uygun olarak, dilediği şekilde hüküm verir. Yaratma konusunda O'nun ortağı olmadığı gibi, hüküm verme konusunda da ortağı yoktur. O halde, haram ve helâl sınırlarını belirleme yetkisinin yalnızca Allah'a ait olduğunu bilmeli, sizi hem bu dünyada hem de âhirette kurtuluşa iletecek olan bu kurallara —bazen hoşunuza gitmese bile— uymalısınız.
2. Ey iman edenler! Allah'ın şiarlarına [90] ;
Mesela, insanlar tarafından savaşmanın yasak kabul edildiği haram aya [91] ,
Hacıların Kâbe'de kurban etmek üzere yanlarında getirdikleri kurbanlıklara, hatta o hayvanların kurbanlık olduğunun alâmeti olarak boyunlarına takılan gerdanlıklara,
Ve Rablerinin lütuf ve rızasını [92] kazanmak amacıyla Kâbe'yi ziyaret edenlere [93] saygısızca davranmayın! İçlerinde bir zamanlar sizi hac ibadetinden alıkoyan müşrikler bulunsa bile, hac kafilelerine saldırmaya, kurbanlık hayvanlarını ellerinden almaya kalkmayın. İslam tebliği kendilerine ulaşıncaya kadar, onların huzur ve güven içinde topraklarınızdan geçip Kâbe'yi ziyaret etmelerine izin verin. Çünkü sizler, yeryüzünde barış ve adaleti sağlamakla yükümlüsünüz ve Allah'a ibadeti simgeleyen sembollere —onu taşıyan bir kâfir bile olsa— saygı göstermelisiniz.
Evet, hac veya umreye niyet ederek ihrama girdikten sonra —deniz avı hariç— avlanmayın. Fakat hac ibadetlerini bitirip ihramdan çıktığınız zaman, Mekke ve Medine'deki yasak bölge dışında, hayvanların etinden, derisinden vs. faydalanmak veya zararlarından korunmak amacıyla avlanabilirsiniz. [94]
Vaktiyle sizi Kâbe ziyaretinden alıkoydukları için bir topluma karşı duyduğunuz öfke, sizi asla zulüm ve adaletsizliğe sevk etmesin! Geçmişten kaynaklanan intikam duygularıyla onlara saldırmaya, eziyet etmeye kalkmayın! İlâhî davet onlara açık ve net olarak ulaşıncaya kadar, Kâbe'yi haccetmelerine de engel olmayın.
İşte böylece, ahlâkî değerleri yeniden yücelterek iyilik yapma ve kötülüklerden sakınma konusunda birbirinizle yardımlaşın; günah işleme ve düşmanlıkları körükleme konusunda değil… İyilikleri yaygınlaştırıp kötülükleri engellemek, yeryüzünde zulüm ve haksızlığı ortadan kaldırmak ve İslâm'ın hedeflediği barış ve adalet sistemini her alanda egemen kılmak için kitleler hâlinde örgütlenerek zalimlere karşı ortak bir cephede birleşin.
Ve bütün bunları yaparken, Allah'tan gelen ilkeler doğrultusunda hayata yön vererek kötülüğün her çeşidinden titizlikle sakının! Şunu hiç unutmayın ki, Allah'ın cezalandırması çok çetindir.
Eti yenilmesi haram kılınan hayvanlara gelince:
176. Ey Peygamber! Senden, miras konusunda ek açıklama yapmanı istiyorlar. De ki: "Allah, kelâle hakkındaki hükmünü şöyle açıklıyor:
Babası, babasının… babası ve aynı zamanda çocuğu, oğlunun… çocuğu olmayan kimseye "kelâle" denir.Böyle babası ve çocuğu olmayıp da, "ana-baba bir" veya "baba bir" tek bir kız kardeşi olan bir kişi ölürse, kız kardeş mirasın yarısını alır.
Kız kardeşler birden fazla iseler ve aralarında "ana-baba bir" erkek kardeş yoksa, üçte ikiyi eşit olarak paylaşırlar.
Kız kardeşler "ana-baba bir" erkek kardeşlerle birlikte mirasçısı olurlarsa "asabe" sayılırlar ve erkeğe iki, kıza bir pay olmak üzere kalanı paylaşırlar.
Böyle "kelâle" olarak ölen birine bir tek erkek kardeşi mirasçı olursa, ölen erkek veya kadının ana babası ve çocuğu yok ise, o kardeş ona mirasçı olur ve kendisinden başka mirasçı bulunmadığı için mirasın tamamını alır. Kendisinden başka "ana-baba bir" kardeş olsaydı, kalan mirası aralarında paylaşacaklardı.
Kelâle olarak ölen erkek veya kadının erkek kardeşi olmayıp iki veya daha fazla kız kardeşi varsa, kız kardeşler mirasın üçte ikisini eşit olarak paylaşırlar.
Eğer mirasçılar erkek ve kız kardeşlerden oluşuyorsa, o zaman bir erkek iki kızın alacağı payı alacak şekilde mirası aralarında paylaşırlar. [84]
Şayet ölenin "ana-baba bir" kız kardeşi yoksa, "baba bir" kız kardeş onun yerini alır. [85]
"Ana-baba bir" veya "baba bir" erkek kardeşlere gelince, onlar babası ve çocuğu olmayan birine mirasçı olduklarında daima asabe [86] olurlar ve mirastan kalanı alırlar. Bu şekilde kız kardeşlerle birlikte mirasçı olduklarında, erkeğe iki, kıza bir pay olmak üzere kalanı paylaşırlar.
İşte Allah, hak ve adaletten sapmamanız için size hükümlerini böyle ayrıntılı olarak açıklıyor.
İşte bu hükümleri değişmez birer yasa olarak uygulamalısınız. Unutmayın ki, Allah her şeyi en mükemmel şekilde bilendir.