|
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla |
|
|
اِذَا السَّمَٓاءُ انْفَطَرَتْۙ Gök yarıldığında, [728] [729] |
1 |
|
وَاِذَا الْـكَوَاكِبُ انْتَثَرَتْۙ Yıldızlar dökülüp saçıldığında, |
2 |
|
وَاِذَا الْبِحَارُ فُجِّرَتْۙ Denizler fışkırtıldığında, |
3 |
|
وَاِذَا الْقُبُورُ بُعْثِرَتْۙ Kabirlerin içi dışına getirildiğinde, |
4 |
|
عَلِمَتْ نَفْسٌ مَا قَدَّمَتْ وَاَخَّرَتْۜ Herkes, neyi önünden gönderdiğini ve neyi geri bıraktığını bilecektir. |
5 |
|
يَٓا اَيُّهَا الْاِنْسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْـكَر۪يمِۙ Ey insan! Lütfu bol Rabbinden seni uzaklaştıran nedir? [730] |
6 |
|
اَلَّذ۪ي خَلَقَكَ فَسَوّٰيكَ فَعَدَلَكَۙ (7-8) O, seni yaratıp sana şekil veren, seni düzgün ve ölçülü kılan, istediği şekilde seni terkip edendir. |
7 |
|
ف۪ٓي اَيِّ صُورَةٍ مَا شَٓاءَ رَكَّبَكَۜ (7-8) O, seni yaratıp sana şekil veren, seni düzgün ve ölçülü kılan, istediği şekilde seni terkip edendir. |
8 |
|
كَلَّا بَلْ تُكَذِّبُونَ بِالدّ۪ينِۙ Öyle değil, doğrusu sizler yargı gününü yalanlıyorsunuz. |
9 |
|
وَاِنَّ عَلَيْكُمْ لَحَافِظ۪ينَۙ (10-12) Oysa sizin üzerinizde gözcüler vardır. Değerli yazıcılar. Onlar sizin ne yaptığınızı bilirler. |
10 |
|
كِرَاماً كَاتِب۪ينَۙ (10-12) Oysa sizin üzerinizde gözcüler vardır. Değerli yazıcılar. Onlar sizin ne yaptığınızı bilirler. |
11 |
|
يَعْلَمُونَ مَا تَفْعَلُونَ (10-12) Oysa sizin üzerinizde gözcüler vardır. Değerli yazıcılar. Onlar sizin ne yaptığınızı bilirler. |
12 |
|
اِنَّ الْاَبْرَارَ لَف۪ي نَع۪يمٍۚ Şüphesiz iyiler nimetler içinde olacaklardır. |
13 |
|
وَاِنَّ الْفُجَّارَ لَف۪ي جَح۪يمٍۚ Kötüler de cehennemde olacaklardır. |
14 |
|
يَصْلَوْنَهَا يَوْمَ الدّ۪ينِ (15-16) Yargı günü oraya girecekler ve süreli orada kalacaklardır. |
15 |
|
وَمَا هُمْ عَنْهَا بِغَٓائِب۪ينَۜ (15-16) Yargı günü oraya girecekler ve süreli orada kalacaklardır. |
16 |
|
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا يَوْمُ الدّ۪ينِۙ (17-19) Yargı gününün ne olduğunu sen ne bileceksin? Evet, yargı gününün ne olduğunu sen ne bileceksin? Hiçbir insanın başkasına herhangi bir fayda vermeye gücünün yetmeyeceği bir gündür. O gün, emir yalnızca Allah'ındır. [731] |
17 |
|
ثُمَّ مَٓا اَدْرٰيكَ مَا يَوْمُ الدّ۪ينِۜ (17-19) Yargı gününün ne olduğunu sen ne bileceksin? Evet, yargı gününün ne olduğunu sen ne bileceksin? Hiçbir insanın başkasına herhangi bir fayda vermeye gücünün yetmeyeceği bir gündür. O gün, emir yalnızca Allah'ındır. [731] |
18 |
|
يَوْمَ لَا تَمْلِكُ نَفْسٌ لِنَفْسٍ شَيْـٔاًۜ وَالْاَمْرُ يَوْمَئِذٍ لِلّٰهِ (17-19) Yargı gününün ne olduğunu sen ne bileceksin? Evet, yargı gününün ne olduğunu sen ne bileceksin? Hiçbir insanın başkasına herhangi bir fayda vermeye gücünün yetmeyeceği bir gündür. O gün, emir yalnızca Allah'ındır. [731] |
19 |