Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 471
34. “Şüphesiz daha önce Yusuf da size apaçık belgeler getirmişti. O zaman size getirdikleri hakkında kuşkuya kapılıp durmuştunuz. Sonunda o vefat edince de, “Allah, ondan sonra kesin olarak bir peygamber göndermez” demiştiniz. İşte Allah, ölçüyü taşıran şüpheci kimseyi böyle saptırır.”
35. “Onlar Allah'ın ayetleri konusunda kendilerine gelmiş bir delil bulunmaksızın mücadele edip dururlar. (Bu,) Allah katında da, iman edenler katında da büyük bir nefretle karşılanır. İşte Allah, her mütekebbir zorbanın kalbini böyle damgalar.”
36. Firavun dedi ki: “Ey Hâmân! Bana yüksek bir kule bina et de belki böylece o sebeplere (yollara) erişirim!”
37. “Göklerin sebeplerine (yollarına erişirim). Böylelikle de Musa'nın ilahına vakıf olurum. Çünkü ben, onun yalancı olduğunu sanıyorum.” İşte Firavun'a, kötü ameli böyle süslü gösterildi ve de apaçık yoldan alıkonuldu. Firavun'un hileli düzeni hep hüsrandadır.
38. İman eden (adam) dedi ki: “Ey Kavmim! Siz bana tabi olun, ben sizi doğru yola iletip yönelteyim.”
39. “Ey Kavmim! Gerçekten bu dünya hayatı, yalnızca bir metadır. Şüphesiz ahiret ise, (gerçekten asıl) karar kılınan yurt işte odur.”
40. “Kim bir kötülük işlerse, kendi mislinden başkalarıyla ceza görmez. Kim de erkek olsun, dişi olsun; kendisi bir mümin olarak salih bir amelde bulunursa, işte onlar, içinde hesapsız olarak rızıklandırılmak üzere cennete girerler.”