Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 448
52. “Derdi ki: “Sen de gerçekten (dirilişi) doğrulayanlardan mısın?”
53. “Bizler öldüğümüz, toprak ve kemikler olduğumuzda, gerçekten cezalandırılanlar olacak mıyız?”
54. (Konuşan yanındakilere) Der ki: “Sizler (onun şimdi ne durumda olduğunu) biliyor musunuz?”
55. Derken bakınır ve onu cehennemin ta ortasında görür.
56. Der ki: “Andolsun Allah'a, şüphesiz sen az daha beni helâk edecektin.”
57. “Eğer Rabbimin nimeti olmasaydı, muhakkak ben de (azap yerine getirilip) hazır bulundurulanlardan olacaktım.”
58. “Nasıl, biz (artık cennette) ölecek olanlar değiliz, değil mi?”
59. “Yalnızca birinci ölümümüzden başka? Ve biz azaba uğratılacak olanlar da değiliz, değil mi?”
60. Hiç şüphe yok, bu, asıl büyük kurtuluşun ta kendisidir.
61. Artık amel edenler de bunun bir benzeri için amel etmelidir.
62. Nasıl, böyle bir konaklanma mı daha hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı?
63. Doğrusu biz onu (zakkumu), küfre sapanlar için bir fitne (azap ve işkence vesilesi) kıldık.
64. Şüphesiz o, çılgınca yanan ateşin dibinde bitip çıkar.
65. Onun tomurcukları, şeytanların başları gibidir.
66. Artık hiç tartışmasız onlar ondan yiyecekler, böylece karınlarını da onunla dolduracaklar.
67. Sonra, onlar için üzerine kaynar su katılmış içki vardır.
68. Sonra onların dönecekleri yer, elbette (yine) çılgınca yanan ateştir.
69. Çünkü onlar, babalarını da sapık kimseler olarak bulmuşlardı.
70. Kendileri de onların izleri üzerinde koşturup duruyorlardı.
71. Şüphesiz onlardan önce, evvelkilerin çoğu da sapmıştı.
72. Şüphesiz biz onlara uyarıp korkutucular göndermiştik.
73. Uyarılıp korkutulanların nasıl bir sona uğradıklarına bir bak!
74. Ancak Allah'ın ihlâsa erdirilmiş kulları müstesna.
75. Şüphesiz Nuh bize seslenmişti de (biz de ona icabet etmiştik), doğrusu biz pek güzel icabet edenleriz!
76. Onu ve ailesini, o büyük sıkıntıdan kurtardık.