İbrahim Suresi 37. Ayet

Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.

İbrahim Suresi 52 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 72. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 255 sayfa numarasında yer almaktadır.
رَبَّـنَٓا اِنّ۪ٓي اَسْكَنْتُ مِنْ ذُرِّيَّت۪ي بِوَادٍ غَيْرِ ذ۪ي زَرْعٍ عِنْدَ بَيْتِكَ الْمُحَرَّمِۙ رَبَّـنَا لِيُق۪يمُوا الصَّلٰوةَ فَاجْعَلْ اَفْـِٔدَةً مِنَ النَّاسِ تَهْو۪ٓي اِلَيْهِمْ وَارْزُقْهُمْ مِنَ الثَّمَرَاتِ لَعَلَّهُمْ يَشْكُرُونَ
Sureler
Mushaf
Sayfa 255
İlgili Sure
İbrahim Suresi
Ayetler
İsim Meal
Abdulbaki Gölpınarlı Ey Rabbimiz! Soyumdan bir kısmını ekin bitmez bir yere, senin kutsal evinin yakınına yerleştirdim. Ey Rabbimiz! Namazı devamlı ve tam bir duyarlılık içinde, yerine getirsinler. Artık sen, insanlardan bir kısmının gönlünü hevesle oralara meylettir ki, hac ve umre maksadıyla gelip gitmelerinde de, çeşitli meyvelerle rızıklandır onları, belki şükrederler.
Abdullah Parlıyan Ey Rabbimiz! Ey sahibimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için ben, neslimden bir kısmını senin Beyt-i Harem'inin (Kâbe'nin) yanında, ziraat yapılmayan bir vâdiye yerleştirdim. Artık sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meyledici kıl ve meyvelerden bunlara rızık ver! Umulur ki bu nimetlere şükrederler.
Adem Uğur "Rabbimiz. . . Muhakkak ki ben, zürriyetimden bazısını senin kutsal evinin yanında, ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. . . Rabbimiz, salâtı ikame (sana yönelişlerinin getirisini) yaşasınlar diye! (O hâlde) insanlardan bazı hakikati idraka açık olan şuur sahiplerini, onlara meylettir ve kendilerini ilim ve marifetlerden rızıklandır. . . Tâ ki değerlendirsinler, şükretsinler. "
Ahmed Hulusi 'Rabbimiz, ben çocuklarımdan neslimden bir kısmını, senin Beyt-i Haram’ının, Kâbe’nin yanında, ziraat yapılamayan ekinsiz, mahsul yetişmeyen bir vâdiye yerleştirdim. Rabbimiz, namazı âdâbına riâyet ederek, aksatmadan âşikâre kılmaları için böyle yaptım. Sen de, insanlardan bir kısmının gönlünü, aklını onlara meylettir. Onlara yetiştirme imkânı sağlayarak ve başka ülkelerden getirterek çeşitli meyvalardan rızık ver. Şükürlerine vesîle olur.' diyordu.
Ahmet Tekin Ey Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bazılarını senin haram kılınmış evinin yanında ekini olmayan bir vadiye yerleştirdim. Ey Rabbimiz! Namazı kılsınlar diye. Artık sen insanlardan bazılarının gönüllerini onlara meylettir ve çeşitli meyvalarla onları rızıklandır. Olur ki şükrederler.
Ahmet Varol "Rabbimiz, gerçekten ben, çocuklarımdan bir kısmını Beyt-i Haram yanında ekini olmayan bir vadiye yerleştirdim; Rabbimiz, dosdoğru namazı kılsınlar diye (öyle yaptım), böylelikle Sen, insanların bir kısmının kalblerini onlara ilgi duyar kıl ve onları birtakım ürünlerden rızıklandır. Umulur ki şükrederler."
Ali Bulaç Ey Rabbimiz! Ben, evlâdımdan bir kısmını senin mukaddes olan evinin (Kâbe’nin) yanında, ekin bitmez bir vadide yerleştirdim. Ey Rabbimiz! Namazı gereği üzere kılsınlar diye... Artık insanlardan bir kısmının kalblerini onlara meylettir (arzulayarak yanlarına varıp Kâbe’yi ziyaret etsinler). Şükretmeleri için de o belde halkını bazı meyvalarla rızıklandır.
Ali Fikri Yavuz “Rabbimiz, soyumdan bir kısmını, kendisine her şekilde hürmet göstermek vacip olan Kutsal Evin’in yanında ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim, (dünya ve dünyanın geçimlikleriyle fazla meşgul olmayıp,) namazı bütün şartlarına riayet ederek, vaktinde ve aksatmadan kılsınlar diye Rabbimiz. Artık insanlar içinden birtakım safi, tertemiz kalbleri onlara yönelt ve onları (ticaret gibi yollardan) yerin bitirdikleriyle rızıklandır ki, Sana şükretsinler.
Ali Ünal “Ey Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bazısını ekilebilir toprağı olmayan vadiye, senin Kutsal Ev'inin yakınına yerleştirdim. Ey Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılsınlar diye böyle yaptım. Artık sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir ve meyvelerden onlara rızık ver! Umulur ki bu nimetlere şükrederler.”
Bayraktar Bayraklı «ORabbimiz! Ben cocuklarimdan kimini, namaz kilabilmeleri icin Senin kutsal evinin yaninda, ziraata elverissiz bir vadiye yerlestirdim. Rabbimiz! Insanlarin gonullerini onlara meylettir, sukretmeleri icin onlari urunlerle riziklandir.»
Bekir Sadak «Rabbimiz ! Doğrusu ben çccuklarımdan bir kısmını senin Hürmetli Evin'in yanına ziraatsız bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Namaz kılsınlar diye (böyle bir yer seçtim). Artık sen insanlardan bir kısmının gönlünü hevesle onlara meylettir; onları bazı meyvelerle rızıklandır; umulur ki şükrederler.»
Celal Yıldırım “Ey Rabbimiz! Gerçekten ben, çocuklarımdan bir kısmını Beyt-i Harem'inin (Kâbe'nin) yanında ekini olmayan bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılsınlar diye (böyle yaptım). Sen de insanlardan bazılarının kalplerini onlara meylettir (yanlarına varıp Kâbe'yi ziyaret etsinler) ve onlara verimli, bereketli rızıklar bahşet ki şükretsinler.”
Cemal Külünkoğlu “Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bazısını, senin kutsal evinin (Kâbe’nin) yanında ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için (böyle yaptım). Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir, onları ürünlerden rızıklandır, umulur ki şükrederler.”
Diyanet İşleri 'Rabbimiz! Ben çocuklarımdan kimini, namaz kılabilmeleri için Senin kutsal evinin yanında, ziraata elverişsiz bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! İnsanların gönüllerini onlara meylettir, şükretmeleri için onları ürünlerle rızıklandır.'
Diyanet İşleri ( Eski ) «Ey Rabbimiz! Ey sahibimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için ben, neslimden bir kısmını senin Beyt-i Harem'inin (Kâbe'nin) yanında, ziraat yapılmayan bir vâdiye yerleştirdim. Artık sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meyledici kıl ve meyvelerden bunlara rızık ver! Umulur ki bu nimetlere şükrederler.»
Diyanet Vakfı 'Rabbimiz, ben çocuklarımdan bazısını, Kutsal Evinin yanındaki ekinsiz bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz, onlar namazı gözetsinler diye... İnsanların gönüllerini onlara karşı sempatiyle doldur ve onları ürünlerle rızıklandır ki şükretsinler.'
Edip Yüksel Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bir kısmını namazı dosdoğru kılmaları için, senin Beyt- i Haram'ının yanında, ekinsiz bir vadiye yerleştirdim. Artık sen de insanlardan bir kısmını onlara meylettir. Ve onları bazı meyvelerle rızıklandır ki şükretsinler.
Elmalılı ( Sade ) Ey Rabbimiz, ben çocuklarımdan bir kısmını senin Beyt-i Haram'ının yanında, ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Ey Rabbimiz, namazı kılsınlar diye; bundan böyle insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara doğru akıt ve onları bazı ürünlerden rızıklandır; umulur ki şükrederler.
Elmalılı ( Sade - 2 ) Yarabbenâ! Ben, zürriyyetimden ba'zısını senin beyti muharreminin yanında, ekin bitmez bir vâdide iskân ettim, yarabbenâ! namazı ikame etsinler diye, bundan böyle insanlardan bir takım gönülleri onlara doğru akıt, ve onları hasılâttan merzuk buyur, gerek ki şükrederler
Elmalılı Hamdi Yazır "Rabbimiz, gerçekten ben, çocuklarımdan bir kısmını Beyt-i Haram yanında ekini olmayan bir vadiye yerleştirdim; rabbimiz, dosdoğru namazı kılsınlar diye (öyle yaptım); böylelikle sen, insanların bir kısmının yüreklerini (efideten) onlara ilgi duyar kıl ve onları birtakım ürünlerden rızıklandır. Umulur ki şükrederler.
Gültekin Onan “Rabbimiz, gerçekten ben zürriyetimden bir kısmını senin mukaddes evinin yanında ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz, namazı dosdoğru kılsınlar diye. Artık sen insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir ve onları bir takım ürünlerden rızıklandır. Umulur ki şükrederler.”
Harun Yıldırım «Ey Rabbimiz, ben evlâdlarımdan kimini Senin mukaddes olan evinin yanında ekinsiz bir vadiye yerleşdirdim. Sebebi şudur ki, Rabbimiz, dosdoğru namaz (larını) kılsınlar. Artık Sen insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meyl etdir. Onların şükretmeleri me'mul olduğu için kendilerini ba'zı meyvelerle rızıklandır».
Hasan Basri Çantay 'Rabbimiz! Doğrusu ben zürriyetimden bir kısmını (oğlum İsmâîl ile annesi Hâcer’i), senin Beyt-i Harâm’ının (Kâ'be’nin) yanında, ekinsiz bir vâdiye yerleştirdim; Rabbimiz! Namazı hakkıyla edâ etsinler (sana hakkıyla kulluk etsinler) diye (emrin üzere, böyle yaptım)! Artık (sen) insanlardan bir kısım gönülleri onlara meylettir ve onları mahsûllerden rızıklandır! Umulur ki şükrederler.'
Hayrat Neşriyat Rabbımız; ben, çocuklarımdan kimini; namaz kılabilmeleri için, Senin mukaddes evinin yanında çorak bir vadiye yerleştirdim. Rabbımız; insanların gönüllerini onlara meylettir. Şükretmeleri için onları meyvelerle rızıklandır.
İbni Kesir "Rabbimiz! Zürriyetimden bir kısmını, senin harem beytinin yanındaki hiçbir ekimin yapılmadığı bu çorak vadiye yerleştirdim. Rabbimiz onlar (burada) namaz kılsınlar. İnsanlardan bir kısmının kalplerinin burayı arzulamalarını ve bu belde halkını çeşitli meyvelerden rızıklanmalarını sağla ki, sana şükretsinler."
İlyas Yorulmaz “Rabbimiz! Gerçekten ben çocuklarımdan bir kısmını senin dokunulmaz evinin yanı başındaki bitkisiz, kıraç bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz, dosdoğru namazı kılsınlar diye (öyle yaptım), böylelikle sen, insanların bir kısmının kalplerini onlara ilgi duyar kıl ve onları bir takım ürünlerden rızıklandır. Umulur ki şükrederler.”
İnsan Dergisi "Ey yüce Rabb'imiz! İşte ben, ailemden bir kısmını etrafı kayalık tepelerle çevrili şu verimsiz ve çorak vadiye, Senin Kutsal Evinin hemen yanı başına yerleştirdim ki, Ey Rabb'imiz, Seni daima hatırlasın, namazı dosdoğru kılsınlar. Öyleyse, insanların gönüllerini onlara doğru yönelterek oraya akın etmelerini sağla ve onları her çeşit bereketli ürünlerle rızıklandır ki, sana güzelce kulluk edip şükretsinler."
Kadri Çelik "Ey Rabbimiz! Soyumdan bazılarını ekilebilir toprağı olmayan bir vadiye, Senin kutsal evinin yakınına yerleştirdim ki, ey Rabbimiz, salatı devamlılık ve duyarlılık içinde yerine getirsinler; öyleyse, insanların kalplerini onlara doğru meylettir; ve onlara verimli, bereketli rızıklar bahşet ki şükretsinler.
Mahmut Kısa Rabbimiz, soyumun bir kısmını ekin bitmez bir yere, hürmeti vâcib olan evinin yanına yerleştirdim, Rabbimiz, namaz kılsınlar diye. Artık insanların bir kısmı da onlara gönül versin, sevsinler onları ve şükretmeleri için de meyvelerle rızıklandır onları.
Muhammed Esed "Rabbimiz! İşte ben, neslimden bir kısmını ekip-biçmeye elverişsiz bir vadiye, Senin Mukaddes Beytinin yanına yerleştirdim. Ey Rabbimiz, (bunu) kulluklarını yerine getirebilsinler diye (yaptım)! Artık insanların gönüllerini onlara meylettir; onları bereketli ürünlerle rızıklandır; umulur ki onlar da (bunun) şükrünü eda ederler!..
Mustafa İslamoğlu «Rabbimiz! Ben zürriyetimden bazısını senin Beyt-i Muharrem'inin yanındaki ekinsiz bir vadide iskan ettim. Ey Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılsınlar diye. Artık insanlardan bir kısmını gönüllerini onlara meyleder kıl ve onları mahsulâttan merzûk et. Umulur ki, onlar şükrederler.»
Ömer Nasuhi Bilmen “Ey Rabbimiz! Ben çocuklarımdan kimini, namaz kılabilmeleri için senin Beyt-i haram'ının yanında ekinsiz bir vâdiye yerleştirdim. Ey Rabbimiz! İnsanların gönüllerini onlara meylettir, çeşitli meyvelerden bunlara rızık ver. Umulur ki bu nimetlere şükrederler. ”
Ömer Öngüt -Rabbimiz! Ben çocuklarımdan kimini, namaz kılabilmeleri için Senin kutsal evinin yanında, ziraata elverişsiz bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! İnsanların gönüllerini onlara meylettir, şükretmeleri için onları ürünlerle rızıklandır.
Şaban Piriş Rabbimiz! ben, çocuklarımdan bir kısmını, Beyti Muharremin’in/Kâbe’nin yanında, ekin bitmez (çorak) bir vadiye yerleştirdim. Ey Rabbimiz! Salat’ı/Namaz’ı, (ayetleri anlayarak, sürekli ve bilinçli olarak) yerine getirsinler! Bundan böyle insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara yönelt! Onları çeşitli ürünlerle rızıklandır, umulur ki şükrederler!
Sadık Türkmen Ey Rabbimiz, ben âilemin bir bölümünü senin dokunulmaz evinin, Kâbe'nin yanıbaşındaki bitkisiz, kıraç bir vadiye yerleştirdim. Ey Rabbimiz, bunu namazı kılsınlar diye böyle yaptım. Buna göre insanlardan bir bölümünün gönüllerinde onlara karşı özlem uyandır ve onlara rızık olarak çeşitli meyvalar bağışla, umulur ki sana şükrederler.
Seyyid Kutub "Ey bizim Rabbimiz! Ben zürriyetimden bir kısmını senin kutsal mâbedinin yanında, ekin bitmez bir vâdide yerleştirdim. Ey bizim Rabbimiz! Namazı gereğince kılsınlar diye böyle yaptım. Ya Rabbî! Artık insanların bir kısmının gönüllerini onlara doğru yönelt, onları her türlü ürünlerden rızıklandır ki Sana şükretsinler."
Suat Yıldırım "Rabbimiz, ben çocuklarımdan bazısını, senin Harâm Evinin yanında, ekinsiz bir vâdiye yerleştirdim. Rabbimiz, namazı kılsınlar diye (böyle yaptım). Artık sen de insanlardan birtakım gönüllüleri, onları sever yap ve onları çeşitli meyvalarla besle ki şükretsinler."
Süleyman Ateş «Rabbimiz, gerçekten ben, çocuklarımdan bir kısmını Beyt-i Haram yanında ekini olmayan bir vadiye yerleştirdim; Rabbimiz, dosdoğru namazı kılsınlar diye (öyle yaptım), böylelikle Sen, insanların bir kısmının kalblerini onlara ilgi duyar kıl ve onları birtakım ürünlerden rızıklandır. Umulur ki şükrederler.»
Süleymaniye Vakfı Rabbimiz! Ben soyumdan bir kısmını senin dokunulmaz Beytinin[*] yanında, bitkisiz bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz, namazı tam kılsınlar diye öyle yaptım. İnsanlardan kiminin gönlünde onlara karşı özlem uyandır. Bir de onları birtakım ürünlerle azıklandır; belki görevlerini yerine getirirler.
Tefhim-ul Kuran 'Rabbimiz! Ben neslimden bir kısmını, Senin hürmetli beytinin yanında, ekinsiz bir vadiye yerleştirdim-namazı dosdoğru kılsınlar diye, ey Rabbimiz! İnsanlardan bir kısmının kalplerini onlara meylettir ve onları her türden ürünlerle rızıklandır ki onlar da Sana şükretsinler.
Ümit Şimşek "Ey Rabbimiz! Ben, çocuklarımdan bir kısmını senin kutsal evinin yanındaki, ziraata elverişsiz vadiye yerleştirdim ki, namazı kılsınlar, ey Rabbimiz! Sen de insanlardan bazı gönülleri, onlardan hoşlanır yap. Çeşitli meyvelerle onları rızıklandır ki, şükredebilsinler!"
Yaşar Nuri Öztürk Ey Rabbimiz, çocuklarımdan bir kısmını dosdoğru namazı kılsınlar diye Beyt-i Haram yanında ekini olmayan (çorak) bir vadiye yerleştirdim. Artık Sen, insanların bir kısmının kalplerini onlara meyledici kıl ve onları bir takım ürünlerden rızıklandır ki (anlayıp)şükretsinler.

Sureler
Sayfa 255
Mushaf
İbrahim Suresi
İlgili Sure
Ayetler