Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 454
17. Onların söylediklerine sabret ve çok güçlü kulumuz Davut'u hatırla. O gerçekten Rabbine içten yönelendi.
18. Akşam sabah Rablerini onunla beraber tesbih eden dağları, Davut'un emrine verdik.
19. Ve bir araya toplanmış kuşlar, hepside Rablerine isteyerek yönelirlerdi.
20. Davut'un mülkünü çoğaltıp güçlendirdik ve ona hükümler içeren kitabı ve sözün doğrusuyla yanlışını ayırma yeteneği verdik.
21. Birbiriyle sorunlu olup, hasımlaşanların haberi sana geldi mi? Mescidin duvarlarının şekillerini düzeltirlerken.
22. Sorunları olanlar Davut'un yanına girmişler ve Davut da onlardan korkmuştu. Onlar "Korkma! Biz bir kısmı, diğer bir kısmına haksızlık yapan iki gurubuz. Bizim aramızda hak ile karar ver ve ayırım yapma (taraf gözetme). Bu konudaki yolun en doğru olanını bize göster" dediler.
23. Bu benim kardeşim. Onun doksan dokuz adet koyunu var, benim de yalnız bir adet koyunum var. O bir koyunu benim sorumluluğuma ver dedi ve yaptığımız sözlü tartışmada bana üstün geldi.
24. Senin bir koyununu, kendi koyunlarının içine katmayı istemekle, sana haksızlık yapmış. Şüphe yok ki, ortaklık yapanların çoğu, bir kısmı diğer bir kısmının hakkına tecavüz eder. Yalnızca iman edip doğru davranışlarda bulunanlar, haksızlık yapmazlar. Ancak böyleleri pek azdır" dedi. Davut bu gelenlerle denendiğini zannetti ve hemen Rabbine yönelerek O nun huzurunda eğildi.
25. Bizde bunu ona bağışladık. Davut bizim katımızda yakın ve güzel yere sahipdi.
26. Ey Davut! Biz sana yeryüzünde insanların işlerini görmen için yetki verdik. İnsanların arasında adaletle hüküm ver ve nefsinin arzularına uyma, yoksa seni Allah'ın yolundan alıkoyar. Muhakkak ki Allah'ın gösterdiği yoldan sapıtanlar için, hesap gününü unutmaları sebebiyle çok şiddetli bir azap var.