Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 210
15. Onlara açıklayıcı ayetlerimiz okunduğu zaman, "Bundan başka bir Kur'an getir veya onu değiştir" dediler. Deki: "Kendi kendime onu değiştirmem mümkün olmadığı gibi, zaten bende bana vahy olan bu kitaba uyuyorum. Eğer ben Rabbimin emirlerine (yetkim olmadığı halde değiştirerek) isyan edersem, büyük hesap gününün azabından korkarım."
16. Deki: "Eğer Allah isteseydi bu Kur'an'ı size okumazdım ve oda size ulaşmamış olurdu. Sonra ben, daha önce sizin aranızda bir ömür yaşadım ve bu yaşa kadarda kaldım, (daha önce bu size okuduklarıma benzer bir şeyler söyledim mi?) Hiç aklınızı kullanmıyor musunuz?"
17. Artık (Bu bilgilere sahip olduğu halde) kim Allah adına yalan uydurursa (konuşursa) veyahut Allah'ın ayetlerini yalanlarsa, ondan daha zalim kim vardır. Elbette ki Allah, günahkar olanları kurtuluşa erdirmez.
18. Kendilerine ne bir zarar, nede bir fayda verebilecek güce sahip olmayan, Allah dan başkalarına ibadet ediyorlar ve "Bunlar, Allah katında bize aracılık yapacak olan şefaatçilerimizdir" diyorlar. Onlara deki: "Göklerde ve yerde Allah'ın bilmediği bir şey varda, onu Allah'a mı haber veriyorsunuz? O sizin ortak koştuğunuz eksik nitelendirmelerden çok yüce ve uzaktır."
19. İnsanlar daha önceden, yalnızca tek bir inanç (ümmet) üzerinde idiler, sonra karşı inançlar geliştirerek aralarında ayrılıklara düştüler. Eğer daha önce Allah dan verilmiş bir söz olmasaydı, ayrılığa düşenlerin ihtilaf ettikleri konular hakkında, aralarında hemen hüküm verilirdi.
20. Sonra onlar, "Rabbi tarafından (bizi ikna edebilmesi için) bir mucize indirilmesi gerekmez miydi?" diyorlar. Onlara deki: "Bilinmeyen şeylerin (gaybın) bilgisi yalnızca Allah katındadır. O halde (benden istediğiniz mucizeleri) bekleyin, bende sizinle beraber bekliyorum."