Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 163
96. Keşke bu kasaba halkı iman edip sakınsalardı, bizde gökten ve yerden bereket kapılarını onlar için açardık. Fakat onlar yalanladılar, sonra bizde onları kazandıklarıyla birlikte yakalayıverdik.
97. Kasaba halkı gece uyurken, ansızın gece vaktinde azabımızın gelmeyeceğinden emin mi oldular?
98. Yoksa o kasaba halkı gündüz vakti oynarlarken azabımızın gelmeyeceğinden güven içinde midirler?
99. Yoksa Allah'ın onlar için hazırladığı tuzaklardan emin mi oldular? Allah'ın tuzağından, ancak kendine yazık etmiş toplumdan başkası emin olamaz.
100. O kasaba halkının sakinlerinden sonra, onların topraklarına yerleşenler için, doğru yol gelmedi mi? Biz dileseydik yaptıkları günahlardan sonra onları hemen cezalandırırdık ve kalplerini doğrulara kapatırdık da (gelen mesajları) sözleri dinlemezlerdi.
101. Bu şehirler halklarının haberlerini sana biz anlatıyoruz. İçlerinden seçilmiş elçiler onlara açıklayıcı belgeleri (delilleri) getirdiler, ama yinede önceden yalanladıkları şeylere iman etmediler. Böylece Allah gerçekleri inkar edenlerin kalplerini doğrulara kapattı.
102. Biz onların çoğunun antlaşmalara uymadıklarını gördük. Ancak onların pek çoğunu doğru yoldan çıkmışlar olarak bulduk.
103. Onlardan sonra, Musa'yı açıklayıcı belgelerle Firavun ve onun önde gelen yöneticilerine göndermiştik. Fakat kendilerine gelen gerçeklere haksızlık yapmıştılar. Şimdi bak bakalım bozgunculuk yapanların sonları nasıl oldu?
104. Musa " Ey Firavun! Ben alemlerin Rabbinin elçisiyim" dedi.