Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 526
1. Andolsun yıldıza, battığı demde.
2. Arkadaşınız sapmamış ve azmamıştır.
3. Kendiliğinden konuşmaz o.
4. Bu; sadece vahy edilen bir vahiydir.
5. Onu müthiş kuvvetli olan öğretti.
6. O; akıl ve görüşünde kamildir. Hemen doğruluverdi.
7. Ve o; en yüce ufukta idi.
8. Sonra yaklaştı, derken sarkıverdi.
9. İki yay kadar yahut daha da yakın oldu.
10. O vakit kuluna vahyedeceğini etti.
11. Onun gördüğünü gönül yalanlamadı.
12. Onun gördüğü şey üzerinde de kendisiyle tartışacak mısınız?
13. Andolsun ki; onu, bir de diğer inişte görmüştü.
14. Sidret'ül-Münteha'nın yanında.
15. Ki Cennet'ül-Me'va da onun yanındadır.
16. O zaman Sidre'yi bürümekte olan bürüyordu.
17. Göz, ne şaştı ne aştı.
18. Andolsun ki; Rabbının, ayetlerinden en büyüğünü gördü.
19. Gördünüz mü Lat ve Uzza'yı?
20. Üçüncüsü olan diğer Menat'ı?
21. Demek erkekler sizin, dişiler O'nun mu?
22. Öyleyse bu, insafsız bir paylaşma.
23. Bunlar, sizin ve atalarınızın taktığı adlardan başka bir şey değildir. Allah onlara hiç bir güç indirmemiştir. Onlar kuruntudan ve nefislerin arzu ettiği hevadan başkasına uymuyorlar. Halbuki kendilerine Rabblarından hidayet gelmiştir.
24. Yoksa, her umduğu şey insanın mıdır?
25. Ahiret de dünya da Allah'ındır.
26. Göklerde nice melek vardır ki; Allah, dileyeceği ve razı olacağı kimseler için izin vermedikçe onların şefaatı hiç bir şeye yaramaz.