Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 497
19. Allah'a karşı yücelik taslamayın. Doğrusu ben, size açık bir burhan getirdim.
20. Beni taşlamanızdan ötürü; benim de Rabbım, sizin de Rabbınız olana sığındım.
21. Eğer bana inanmazsanız; benden uzaklaşıp gidin.
22. Bunlar, suçlu bir kavimdir, diyerek Rabbına dua etti.
23. Öyleyse kullarımı geceleyin yürüt, siz muhakkak takip olunacaksınız.
24. Denizi sakin iken geride bırak. Doğrusu onlar, suda boğulacak bir ordudur.
25. Onlar, nice nice bağları, pınarları bırakmışlardı.
26. Ekinleri, muhteşem konakları da.
27. Zevk ve safa sürdükleri nimetleri de.
28. İşte böyle. Onlara başka kavimleri mirasçı kıldık.
29. Gök ve yer onların helakine ağlamadı. Ve onlar, mühlet verilenler de olmadı.
30. Andolsun ki; İsrailoğullarını horlayıcı azabdan kurtardık,
31. Firavun'dan. Doğrusu o, azgın bir zorba idi.
32. Ve andolsun ki; Biz, onları bile bile alemler üzerinde seçkin kıldık.
33. Onlara ayetlerden öylelerini verdik ki; her birinde açıkça bir imtihan vardı.
34. Bunlar gerçekten derler ki:
35. O, ilk ölümümüzden başkası değildir. Ve biz, diriltilip kaldırılacaklar da değiliz.
36. Doğru sözlüler iseniz; bize babalarımıza getirsenize.
37. Bunlar mı daha hayırlı, yoksa Tübba kavmi ile onlardan evvel gelenler mi? Biz, onları helak ettik. Muhakkak ki onlar, mücrimler idiler.
38. Biz; gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri oyun ve oyalanma olsun diye yaratmadık.
39. Biz; onları, ancak hak ile yarattık. Ne var ki onların çoğu, bilmezler.