Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 349
105. Ayetlerim size okunurken, onları yalanlayanlar siz değil miydiniz?
106. Derler ki: Rabbımız, bedbahtlığımız bizi yenmişti. Sapıklar topluluğu olmuştuk.
107. Rabbımız, bizi buradan çıkar, tekrar dönersek doğrusu zulmetmiş oluruz.
108. Buyurdu ki: Yıkılıp gidin içerisine. Benimle konuşmayın.
109. Çünkü kullarımdan bir zümre vardı ki, onlar: Rabbımız, inandık, artık bağışla bizi, merhamet et bize. Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın, diyordu.
110. Siz ise, onları alaya alıyordunuz. Öyle ki size Benim zikrimi unutturdular. Ve siz, onlara hep gülüyordunuz.
111. Sabrettiklerinden dolayı bugün onları mükafatlandırdım. Doğrusu onlar, kurtuluşa erenlerin kendileridir.
112. Buyurdu ki: Yıl sayısı olarak yeryüzünde ne kadar kaldınız?
113. Bir gün veya daha az bir süre kaldık, sayanlara sor, dediler.
114. Buyurdu ki: Çok az bir süre kaldınız. Keşki bilseydiniz.
115. Sizi boşuna yarattığımızı ve Bize hiç döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?
116. Gerçek hükümdar olan Allah yücedir. O'ndan başka hiç bir tanrı yoktur ve O, yüce Arş'ın Rabbıdır.
117. Kim, başka bir tanrıya taparsa; onun hiç bir delili yoktur ve onun hesabı Rabbının katındadır. Gerçek şu ki, kafirler felah bulamazlar.
118. De ki: Rabbım, mağfiret et, merhamet et. Sen, merhamet edenlerin en hayırlısısın.