Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 76
195. Rableri de onlar(ın duâların)a şöyle cevab verdi: 'Muhakkak ki ben, içinizden erkek olsun kadın olsun, (sâlih) bir iş yapanın amelini zâyi' etmem. Hep birbirinizdensiniz. İşte hicret edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda eziyet edilenler, savaşanlar ve öldürülenler var ya, kötülüklerini onlardan mutlaka örteceğim ve Allah katından bir mükâfât olarak onları elbette altlarından nehirler akan Cennetlere koyacağım!' (Rabbiniz olan) Allah ki, mükâfâtın güzeli O’nun katındadır.
196. İnkâr edenlerin diyar diyar gezip dolaşmaları sakın seni aldatmasın!
197. (Bu, onlar için dünyada) az bir faydalanmadır! Sonra varacakları yer, Cehennemdir. Ve (o,) ne kötü yataktır!
198. Fakat Rablerinden sakınanlar var ya, onlar için, Allah katından bir ağırlama olarak, altlarından ırmaklar akan Cennetler vardır; orada ebedî olarak kalıcıdırlar. Allah katında olan(ni'metler) ise, ebrâr (özü sözü tertemiz olan sâlih kullar) için daha hayırlıdır.
199. Hem doğrusu ehl-i kitabdan, Allah’a, size indirilen (Kur’ân’)a ve kendilerine indirilene (Tevrât ve İncîl’e), Allah’a gönülden bağlı kimseler olarak gerçekten îmân edenler vardır. Allah’ın âyetlerini (karşılığında ne alsalar) az (düşecek) bir fiyata satmazlar. İşte onlar var ya, kendileri için Rableri katında mükâfâtları vardır. Muhakkak ki Allah, hesâbı pek çabuk görendir.
200. Ey îmân edenler! Sabredin! Sabırda (düşmanlarınıza) üstün gelin! (Her an cihâda) hazırlıklı olun ve Allah’dan sakının! Tâ ki kurtuluşa eresiniz.