Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 591
1. Yemîn olsun o göğe ve Târık’a!
2. Târık’ın ne olduğunu sana ne bildirdi?
3. O, (nûruyla karanlığı) delen yıldızdır.
4. Hiçbir nefis yoktur ki, üzerinde bir gözetici (koruyucu melek) bulunmasın!
5. O hâlde insan, neden yaratıldığına bir baksın!
6. (O) atılan bir sudan yaratıldı.
7. (Bu su) bel kemiği ile göğüs kemikleri arasın(daki uzuvlar)dan çıkar.
8. Şübhesiz ki O (Allah), onu geri döndürmeğe (öldürdükten sonra tekrar diriltmeğe)elbette gücü yetendir.
9. O gün (kalblerde bulunan) sırlar ortaya çıkarılır.
10. Artık o (insan) için ne bir kuvvet vardır, ne de bir yardımcı!
11. Yemîn olsun o dönüşlü (hâlden hâle giren) göğe!
12. O (bitkilerle, vâdilerle yarılarak) yarıklar sâhibi olan yeryüzüne!
13. (13-14) Şübhesiz ki o (Kur’ân), elbet (hak ile bâtılı) ayıran bir sözdür. Ve o, şaka değildir!
14. (13-14) Şübhesiz ki o (Kur’ân), elbet (hak ile bâtılı) ayıran bir sözdür. Ve o, şaka değildir!
15. (15-16) Gerçekten onlar, (Kur’ân’ı ibtâl etmek için) bir hîle olarak tuzak kuruyorlar.(Ben de) bir hîle ile (kurdukları) tuzak(larını ibtâl) ederim!
16. (15-16) Gerçekten onlar, (Kur’ân’ı ibtâl etmek için) bir hîle olarak tuzak kuruyorlar.(Ben de) bir hîle ile (kurdukları) tuzak(larını ibtâl) ederim!
17. (Ey Habîbim!) O hâlde kâfirlere (azâb edeceğimiz vakte kadar) mühlet ver; onlara azıcık süre tanımakla, biraz (kendi hâllerine) bırak!
1. A'lâ (pek yüce o lan) Rab binin ismini ( سُحْاَنَ رَبِّيَ الْاعْلٰي diyerek) tes bîh et!
2. O ki, (herşeyi) yaratıp (ardından) düzene koydu.
3. Hem O ki, (herşeyin maslahatına uygun olanı) takdîr etti de (ona, o takdîr ettiği şeye giden bir) yol gösterdi.
4. (4-5) Ve O ki, yeşillikleri çıkardı, sonra da onu kapkara bir süprüntü hâline getirdi.
5. (4-5) Ve O ki, yeşillikleri çıkardı, sonra da onu kapkara bir süprüntü hâline getirdi.
6. Sana (Kur’ân’ı) okutacağız, artık unutmayacaksın!
7. Ancak (eğer isterse) Allah’ın (unutmanı) dilediği müstesnâ. Şübhesiz ki O, açık olanı da bilir, gizleneni de.
8. Ve seni en kolay olana (İslâm dînine) muvaffak kılacağız.
9. O hâlde eğer nasîhat fayda verirse, (artık onlara) nasîhat et!
10. (Allah’dan) korkan nasîhat alacaktır.
11. En bedbaht olan da, ondan kaçınacaktır.
12. O (bedbaht) ki, en büyük ateşe girecektir!
13. Sonra orada ne ölecek (ki kurtulsun), ne de yaşayacak!
14. (Günahlardan) temizlenen kimse, gerçekten kurtuluşa ermiştir!
15. Rabbisinin ismini zikredip, namaz kılan da!