Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 573
14. 'Doğrusu biz ki, bizden Müslüman olanlar da var ve içimizden (hak yoldan)sapanlar da var. Fakat kim Müslüman olursa, işte onlar doğru yolu aramışlardır.'
15. '(Hak yoldan) sapanlara gelince, artık (onlar) Cehenneme odun olmuşlardır!'
16. (Ey Habîbim!) Eğer (o kâfirler) o yolda (İslâm yolunda) dosdoğru gitselerdi, elbette onlara bol su verirdik (rızıklarını bollaştırırdık).
17. Tâ ki onları, onda (o bolluk içinde) imtihân edelim. Artık kim Rabbisinin zikrinden(Kur’ân’dan) yüz çevirirse, (Rabbi de) onu çetin bir azâba sokar!
18. Şübhesiz ki mescidler Allah’ındır; o hâlde (oralarda) Allah ile berâber hiç kimseye ibâdet etmeyin!
19. Şu da muhakkak ki, Allah’ın kulu (o peygamber) O’na ibâdet etmek üzere (namaza)kalkınca, (okuduğu Kur’ân’ı dinlemekte olan cinler) nerede ise onun etrâfında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi (öyle üşüştüler).
20. (Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: '(Ben) ancak Rabbime ibâdet ederim ve O’na hiç kimseyi ortak koşmam!'
21. De ki: 'Şübhesiz ki ben (kendi başıma), sizin için ne bir zarara, ne de bir faydaya sâhib olabilirim.'
22. De ki: 'Doğrusu ben ki, (eğer O’na isyân edersem) beni Allah’(ın azâbın)dan hiç kimse aslâ kurtaramaz ve O’ndan başka sığınacak bir kimseyi aslâ bulamam!'
23. '(Benim yapabileceğim) ancak Allah’dan ve O’nun gönderdiklerinden bir tebliğdir.' O hâlde kim Allah’a ve Resûlüne isyân ederse, artık şübhesiz ki ona Cehennem ateşi vardır;(ve onlar) orada ebedî olarak kalıcıdırlar.
24. Nihâyet tehdîd olunup durdukları (Cehennem azâbı)nı gördükleri zaman, artık kimin yardımcı bakımından daha güçsüz ve sayıca daha az olduğunu bileceklerdir!
25. (Ey Resûlüm!) De ki: 'Tehdîd olunageldiğiniz (o azab) bilmiyorum yakın mıdır, yoksa Rabbim ona uzun bir süre mi ta'yîn eder?'
26. (Bütün) gaybı hakkıyla bilen (O’)dur; hem gaybına hiç kimseyi muttali' kılmaz.
27. Ancak peygamber(lerin)den (gaybın bir kısmını bildirmeye) râzı olduğu kimseler müstesnâdır; çünki O (Allah), onun (o peygamberin) önünden ve arkasından gözetleyici(melek)ler gönderir.
28. Tâ ki (o peygamberlerin), Rablerinin gönderdiklerini hakkıyla teblîğ ettiklerini ortaya çıkarsın; çünki Allah, onların yanında bulunan (her)şeyi (ilmi ile) kuşatmış ve herşeyi bir bir kaydetmiştir.