Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 557
10. İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar Cehennem ehlidirler; orada ebedî olarak kalıcıdırlar. O ise, ne kötü varılacak yerdir!
11. Hiçbir musîbet Allah’ın izni olmadıkça isâbet etmez. O hâlde kim Allah’a îmân ederse, (Allah) onun kalbine hidâyet (musîbete karşı sabır) verir. Çünki Allah, herşeyi hakkıyla bilendir.
12. Hem Allah’a itâat edin; peygambere de itâat edin! Buna rağmen yüz çevirirseniz, artık Resûlümüze düşen ancak apaçık bir tebliğdir.
13. Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur! O hâlde mü’minler ancak Allah’a tevekkül etsin!
14. Ey îmân edenler! Şübhesiz ki eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olan vardır. O hâlde onlardan sakının! Eğer affeder, kusurlarına bakmaz ve bağışlarsanız, artık şübhesiz ki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.
15. Mallarınız ve çocuklarınız ancak bir imtihandır. Allah ise, büyük mükâfât ancak O’nun katındadır.
16. O hâlde gücünüz yettiği kadar Allah’dan sakının, (nasîhatlerini) dinleyin,(emirlerine) itâat edin ve kendiniz için bir hayır olarak (Allah yolunda) sarf edin! Artık kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar gerçekten kurtuluşa erenlerdir!
17. Eğer Allah’a karz-ı hasen (güzel bir borç) ile borç verirseniz, onu size (kat kat)artırır ve size mağfiret eder. Çünki Allah, Şekûr (iyilik edene çok mükâfât veren)dir, Halîm(azabda hiç acele etmeyen)dir.
18. (O,) gayb ve şehâdeti (gizli olanı ve görüneni) hakkıyla bilendir, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.