Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 357
54. De ki: 'Allah’a itâat edin; Peygambere de itâat edin! Eğer yüz çevirirseniz artık ona (o peygambere) düşen, ancak kendisine yüklenen (tebliğ)dir; size düşen de size yüklenen (itâat)dir.' Eğer ona itâat ederseniz, hidâyete erersiniz. Peygambere düşen ise, ancak apaçık tebliğdir.
55. (Ey Resûlüm!) Allah, içinizden îmân edip sâlih ameller işleyenleri, ken dilerinden öncekileri (İsrâ ilo ğul la rını, Fir'avun ehlinin) yerine geçirdiği (hâkim kıldığı) gibi onları (o berâ be rindeki mü’min le ri) de mutlakā yeryüzünde (kâfirlerin) yerlerine geçi re(rek hâkim kıla)cağını va'd etmiştir. Ve (Allah) onlar için râzı olduğu dinlerini (İslâm’ı) mutlakā kendilerine sağlamlaş tıracak (onlara imkânlar verecek) ve kor kularından sonra kendilerini mut lakā güvenli bir hâle çevirecektir. (Böylece onlar) bana ibâdet edecekler; hiçbir şeyi bana ortak koşmayacaklar. Artık bundan sonra kim inkâr ederse, işte onlar fâsıkların ta kendileridir.
56. Namazı hakkıyla edâ edin, zekâtı verin ve peygambere itâat edin ki merhamet olunasınız!
57. Sakın inkâr edenleri, yeryüzünde (Allah’ı) âciz bırakacak kimseler sanma! Onların varacağı yer, ateştir. Ve o, ne kötü varılacak yerdir!
58. Ey îmân edenler! Sâhib olduğunuz köle (ve câriye)ler ve içinizden büluğ çağına girmemiş olanlar (yanınıza gireceklerinde), şu üç vakitte sizden izin istesin: Sabah namazından önce, öğle vakti elbiselerinizi çıkardığınız sırada ve yatsı namazından sonra.(Bunlar) sizin açık bulunabileceğiniz (muh temel olan) üç vakittir. Bunların (bu vakitlerin)dışında, birbirinizin yanında dolaşan kimseler olarak (bulunma nızda) ne size, ne de onlara bir günah yoktur. İşte Allah, size âyetleri böyle açıklıyor. Çünki Allah, Alîm (herşeyi bilen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.