Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 29
187. Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar sizin için (günahlardan koruyan) bir elbise, siz de onlar için bir elbise (gibi)siniz. Allah şübhesiz sizin, (oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmakla) nefislerinize ihânet etmekte olduğunuzu bildi de tevbenizi kabûl etti ve sizi affetti. Artık şimdi (oruç gecelerinde de) onlara yak laşın ve Allah’ın sizin için takdîr ettiğini isteyin! Ve fecrin beyaz ipliği, siyah iplikten size belli oluncaya (imsak vaktine) kadar yiyin, için; sonra da geceye (iftar vaktine) kadar orucu tamamlayın! Fakat siz mes cid lerde i'ti kâf ta bulunan kimseler oldu ğunuzda, onlara(kadınlarınıza) yaklaşmayın! Bunlar Allah’ın hudûdudur, sakın onlara yak laşmayın! İşte Allah, âyet lerini insanlara böyle açıklar; tâ ki (gü nahlardan) sakınsınlar!
188. Hem mallarınızı aranızda bâtıl (haram yollar)la yemeyin ve insanların mallarından bir kısmını kendiniz (haksız olduğunuzu) bile bile (rüşvet veya yalancı şâhidlik gibi) günah ile yemeniz için onları(n hükmünü) hâkimlere (bırakıp) aktarmayın!
189. (Ey Resûlüm!) Sana hilâllerden de soruyorlar. De ki: 'Onlar, insanlar ve hac için vakit ölçüleridir.' İyilik, (bâtıl bir âdetinize binâen) evlere arkalarından girmeniz değildir; fakat iyilik, (günahlardan) sakınan kimse(nin iyiliği)dir. Artık evlere kapılarından girin ve Allah’dan sakının, tâ ki kurtuluşa eresiniz.
190. Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda savaşın, fakat haddi aşmayın! (Ma'sum olanları öldürmeyin, işkence yapmayın)! Şübhesiz ki Allah, haddi aşanları sevmez.