Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 282
1. Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye, kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Harâm’dan, etrâfını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya (İsrâ -gece yürüyüşü- ile) götüren (Allah, her türlü noksanlıktan) münezzehtir. Şübhesiz ki Semî'(herşeyi işiten), Basîr (hakkıyla gören), ancak O’dur.
2. (Biz) Mûsâ’ya da Kitab verdik ve: 'Benden başka bir Vekîl edinmeyin!' diye onu İsrâiloğullarına bir hidâyet rehberi kıldık.
3. (Ey) Nûh ile berâber (gemide) taşıdığımız kimselerin nesli (olan insanlar)! Şübhesiz ki o (Nûh), çok şükreden bir kul idi.
4. Ve İsrâiloğullarına Kitab’da: '(Siz) yeryüzünde muhakkak iki def'a fesad çıkaracaksınız ve gerçekten büyük bir taşkınlıkla azacaksınız!' diye hükmettik(bildirdik).
5. (Onlara dedik ki:) 'Artık, o ikisinden birincisinin va'desi geldiği (ve baştan çıktığınız) zaman, üzerinize şiddetli (kendileri de isyankâr), harb ehli bizim (mahlûkumuz)olan birtakım kullar gönderdik de (sizi) evlerin aralarına kadar girip araştırdılar. Bu (zilletemahkûmiyetiniz) ise, yerine getirilmiş bir va'd idi.'
6. 'Sonra onlara karşı (üstünlüğünüzü) size tekrar geri verdik, hem size mallarla ve oğullarla yardım ettik, hem sizi cem'iyetçe daha çok kıldık.'
7. (Kendilerine bildirdik ki:) 'Eğer iyilik ederseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz; eğer kötülük ederseniz, yine onun içindir (kendi nefsiniz aleyhinedir). Artık sonrakinin(ikinci fesâdınızın) va'desi geldiği (ve tekrar azdığınız) zaman ise, (yine birtakım kulları başınıza musallat ettik ki) yüzlerinizi kötü etsinler, ilk def'a girdikleri gibi, yine mescide(Beyt-i Makdis’e) girsinler ve ele geçirdikleri şeyleri tamâmen imhâ ederek mahvetsinler!'