Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 186
70. Ey peygamber! Elinizde bulunan esirlere de ki: 'Eğer Allah kalblerinizde bir hayır olduğunu bilirse (kalblerinizde bir hayır ve îmân varsa), size sizden alınan (fidye)den daha hayırlısını verir ve size mağfiret eder.' Çünki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.
71. Eğer (o esirler) sana ihânet etmek isterlerse ki, daha önce de şübhesiz Allah’a hâinlik etmişlerdi de, (Allah) onlara karşı (sana) imkân vermişti. Allah ise, Alîm (herşeyi hakkıyla bilen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.
72. Doğrusu îmân edip hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla canlarıyla cihâd eden (Muhâcir)ler ve (onları) barındırıp yardım edenler (Ensâr) var ya, işte onlar birbirlerinin velîleri (vârisleri)dirler. Îmân edip de (henüz) hicret etmeyenler ise, hicret edinceye kadar onların velâyetinden(mîrasçılığından) size hiçbir şey yoktur. Fakat din husûsunda sizden yardım isterlerse, artık üzerinize (onlara) yardım etmek düşer; ancak aranızda kendileriyle andlaşma bulunan bir kavme karşı (yardım istemeleri) müstesnâ. Allah ise, yapmakta olduklarınızı hakkıyla görücüdür.
73. İnkâr edenler de birbirlerinin dostlarıdırlar. Eğer siz bunu (birbirinizle yardımlaşmayı) yapmazsanız, yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesâd olur.
74. Îmân edip hicret edenler ve Allah yolunda cihâd eden (Muhâcir)ler ve (onları)barındırıp yardım edenler (Ensâr) var ya, işte gerçek mü’minler, ancak onlardır! Kendileri için (Rablerinden) bir mağfiret ve dâimî bir rızık vardır.
75. Sonradan îmân edip hicret edenler ve sizinle berâber cihâd edenlere gelince, işte onlar da sizdendir. Akrabâlar ise, Allah’ın kitâbında (O’nun hükmüne göre) birbirlerine(mîras husûsunda) daha lâyıktırlar. Şübhesiz ki Allah, herşeyi hakkıyla bilendir.