Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 397
7. İman edib de güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanların kötülüklerini her halde (afv ile) örteriz ve her halde o işlemekde olduklarının daha güzeliyle onları mükâfatlandırırız.
8. Biz insana ana ve babasına güzellik (ve iyilik yapmasını) tavsiye etdik. Eğer onlar, hakkında bilgin olmayan (tanımadığın) bir şey'i bana ortak koşman için uğraşırlarsa kendilerine itaat etme. Dönüşünüz ancak banadır. Binâen'aleyh ne yapar idiyseniz size ben haber vereceğim.
9. İman edib de güzel güzel amel (ve hareket) de bulunanlar (yok mu?) biz onları her halde saalihler (zümresin) e (katıb) sokacağız.
10. İnsanlardan öyle adam vardır ki «Allaha inandık» der de Allah uğrunda eziyyete (dûçâr) edildiği zaman insanların (kendi hakkındaki) fitnesini Allahın azâbı imiş gibi tanır. Andolsun ki Rabbinden bir nusret gelirse onlar: «Biz de hakıykaten sizinle beraberdik» diyecekler muhakkak. Allah, aalemlerin sineleri içinde ne var, çok iyi bilen değil midir?
11. Allah îman edenleri de elbet bilir, münafıkları da elbet bilir.
12. O kâfirler, îman edenlere dedi (ler) ki: «Bizim yolumuza uyun, sizin günâhlarınızı biz yüklenelim». Halbuki onlar bunların günâhlarından hiçbir şey yüklenici değildirler. Şübhesiz ki onlar kat'iyyen yalancıdırlar.
13. Onlar her halde kendi yüklerini de, o yükleriyle beraber daha nice yükleri de bizzat yüklenecekler ve düzmekde oldukları şeylerden kıyamet günü mes'ûl olacaklardır.
14. Andolsun ki biz Nuuhu kavmine (peygamber olarak) göndermişizdir de o, aralarında, elli yılı müstesna olmak üzere, bin sene kalmışdır. Nihayet onlar zulümde devam edib dururlarken kendilerini tuufan yakalayıvermişdir.