Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 385
89. Kim iyi (bir haalet) le gelirse ona bu sayede bir hayır vardır. Onlar o gün (azâb) korku (sun) dan emniyyet içindedirler.
90. Kim de fena (bir amel) ile gelirse yüzleri ateşde sürtülür. Yâ siz, yapdıklarının başka (türlü) siyle mi mukaabele edileceksiniz?
91. (De ki:) «Ben ancak bu şehrin Rabbine — ki O, bunu hürmetli kılmışdır — ibâdet etmemle emr olundum. Her şey Onundur. Ben müslümanlardan olmamla emr olundum».
92. «Ve Kur'an okumamla (emr olundum). Kim doğru yolu bulursa o yolu kendi fâidesine bulmuş olur. Kim de saparsa (ona) de ki: «Ben sâdece fena hareketlerin korkunç aakıbetini haber verenlerdenim».
93. Ve: «Allaha hamd olsun de. O, size âyetlerini gösterecek de siz de bunları tanıyacaksınız. Rabbin ne yapacağınızdan gaafil değildir.
1. Taa, sîn, mîm.
2. Bunlar (hakıykatları) apaçık bildiren kitabın âyetleridir.
3. Muusâ ile Fir'avn haberinden bir kısmını, îman edecek bir zümre (nin fâidelenmesi) için, hak olarak sana okuyacağız.
4. Hakıykat, Fir'avn o yerde teğalübe kalkdı, ora ehâlîsini fırkalar haaline getirdi. Onlardan bir zümreyi za'fa uğratıyor, bunların oğullarını boğazlıyor, (yalınız) kızlarını diri bırakıyordu. Çünkü o fesadcılardandı.
5. Biz ise diliyoruz ki o yerde za'fa uğratılanlara lütfedelim, onları (hayırda) muktedâbihler yapalım, onları (Fir'avn mülkünün) vârisler (i) kılalım.