Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 240
38. «Atalarım İbrâhîmin, İshaakın, Ya'kubun dînine uydum. Allaha her hangi bir şey'i ortak tutmamız bizim için (doğru) olmaz. Bu (tevhîd), bize ve insanlara Allahın lütf-ü ınâyetindendir. Fakat insanların çoğu (buna karşı) şükretmezler».
39. «Ey zindan arkadaşlarım, darma dağınık bir çok düzme Tanrılar mı hayırlıdır, yoksa hepsine ve her şey'e gaalib, kahhâ'r olan bir tek Allah mı?»
40. «Sizin onu bırakıb tapdıklarınız kendinizin ve atalarınızın takmış oldukları (kuru) adlardan başkası değildir. Allah bunlara hiç bir bürhan indirmemişdir. Hüküm Allahdan başkasının değildir. O, kendisinden gayriye ibâdet etmemenizi emr eylem işdir. Dosdoğru dîn işte budur. Fakat insanların çoğu bilmezler».
41. «Ey zindan arkadaşlarım, (rüyalarınıza gelince:) Biriniz efendisine şarab içirecek, diğeri ise asılıb tepesinden kuşlar yiyecekdir. işte hakkında fetvaa istemekde olduğunuz mes'ele (böylece) olub bitmişdir».
42. Bu ikisinden kurtulacağını bildiği kimseye dedi ki: «Beni efendinin yanında an». Fakat şeytan, efendisine anmayı ona unutdurdu da (bu yüzden Yuusuf) daha nice yıllar zindanda kaldı.
43. (Bir gün Mısır) pâdişâh (ı) dedi ki: «Ben rü'yamda yedi arık (ineğ) in yemekde olduğu yedi semiz inekle yedi yeşil başak ve diğer (yedi) kuru (başak) görüyorum. Ey ileri gelenler (kâhinler), eğer rü'yâ ta'bîrediyorsanız benim bu rü'yâmı da halledin» dedi.