Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 544
12. Ey iman edenler, Rasul’e bir şey fısıldadığınızda fısıltınızdan önce bir sadaka verin. Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Eğer bulamazsanız şüphesiz Allah Ğafûr’dur, Rahîm’dir.
13. Yoksa fısıltınızdan önce sadakalar vermekten ürktünüz mü? Eğer yapmazsanız Allah tövbenizi kabul eder; o zaman namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Allah’a ve Rasulü’ne itaat edin. Muhakkak ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
14. Allah’ın kendilerine gazap ettiği bir kavmi dost edinenleri görmedin mi? Onlar, ne sizdendir, ne de onlardan. Kendileri de bildikleri halde, yalan yere yemin ediyorlar.
15. Allah onlara çok şiddetli bir azab hazırlamıştır. Doğrusu yaptıkları şey ne kötüdür.
16. Yeminlerini kalkan edindiler de Allah yolundan alıkoydular. Bu nedenle onlara alçaltıcı bir azab vardır.
17. Malları Allah’a karşı kendilerine hiçbir şekilde fayda sağlamaz, evlatları da. Onlar ateşin halkıdır. Orada süreklidirler.
18. Onların tümünü Allah’ın dirilteceği gün, sizlere yemin ettikleri gibi O’na da yemin edecekler ve kendilerinin bir şey üzere olduklarını sanacaklardır. Dikkat edin; gerçekten onlar, yalancıların kendileridir.
19. Şeytan onları kuşatmış; böylelikle onlara Allah’ın zikrini unutturmuştur. İşte onlar, şeytanın fırkasıdır. Dikkat edin; şüphesiz şeytanın fırkası, hüsrana uğrayanların kendileridir.
20. Hiç şüphesiz Allah’a ve Rasulü’ne karşı başkaldıranlar; işte onlar, alçaklar arasındadır.
21. Allah: “Mutlaka galip geleceğim; ben de elçilerim de.” diye yazmıştır. Şüphesiz Allah Kaviyy’dir, Azîz’dir.