Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 326
45. De ki: Ben, sadece, vahiy ile sizi ikaz ediyorum. Fakat, sağır olanlar, ikaz edildikleri zaman bu çağrıyı duymazlar.
46. Andolsun, onlara Rabbinin azabından ufak bir esinti dokunsa, hiç şüphesiz, "Vah bize! Hakikaten biz zalim kimselermişiz!" derler.
47. Biz, kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. Artık kimseye, hiçbir şekilde haksızlık edilmez. (Yapılan iş,) bir hardal tanesi kadar dahi olsa, onu (adalet terazisine) getiririz. Hesap gören olarak biz (herkese) yeteriz.
48. Andolsun biz, Musa ve Harun'a, takvâ sahipleri için bir ışık, bir öğüt ve Furkan'ı verdik.
49. (O takvâ sahipleri ki) onlar, görmedikleri halde Rablerine candan saygı gösterirler. Yine onlar, kıyametten korkan kimselerdir.
50. İşte bu (Kur'an) da, bizim indirdiğimiz hayırlı ve faydalı bir öğüttür. Şimdi onu inkâr mı ediyorsunuz?
51. Andolsun ki İbrahim’e daha önceden, doğru yolu bulma imkanı vermiştik ve biz onu bilenlerdik.
52. Hani babasına ve kavmine demişti ki: “İbadet edip durduğunuz bu heykeller de ne oluyor?”
53. “Atalarımızı bunlara ibadet ederken bulduk.” Dediler.
54. Dedi ki: “Andolsun siz ve atalarınız apaçık bir sapıklık içindesiniz.”
55. “Sen bize gerçeği mi getirdin, yoksa oyun oynayanlardan mısın?” dediler.
56. Dedi ki: “Hayır, sizin Rabbiniz göklerin ve yerin Rabbidir, onları kendisi yaratmıştır ve ben de buna şahitlik edenlerdenim.”
57. “Andolsun Allah’a, sizler arkanızı dönüp gittikten sonra, ben sizin putlarınıza muhakkak bir tuzak kuracağım.”