Enbiyâ Suresi 81. Ayet
Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.
Enbiyâ Suresi 112 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 73. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 322 sayfa numarasında yer almaktadır.
وَلِسُلَيْمٰنَ الرّ۪يحَ عَاصِفَةً تَجْر۪ي بِاَمْرِه۪ٓ اِلَى الْاَرْضِ الَّت۪ي بَارَكْنَا ف۪يهَاۜ وَكُنَّا بِكُلِّ شَيْءٍ عَالِم۪ينَ
Sureler
Mushaf
Sayfa 322
Sayfa 322
İlgili Sure
Enbiyâ Suresi
Enbiyâ Suresi
Önceki
Enbiyâ Suresi 80. Ayet
Enbiyâ Suresi 80. Ayet
Sonraki
Enbiyâ Suresi 82. Ayet
Enbiyâ Suresi 82. Ayet
İsim | Meal |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Süleyman'a şiddetli esen rüzgarları boyun eğdirdik, O'nun emriyle mübarek kıldığımız yere doğru eserdi. Çünkü, herşeyin aslını ve gerçeğini bilen biziz. |
Abdullah Parlıyan | Süleyman'ın emrine de kasırga (gibi esen) rüzgârı verdik; onun emriyle içinde bereketler yarattığımız yere doğru eserdi. Biz herşeyi biliriz. |
Adem Uğur | Süleyman'a da fırtınayı boyun eğdirdik. . . Onun (Süleyman'ın) hükmüyle, içinde bereketler oluşturduğumuz bölgeye doğru eserdi! Biz, her şeyde bilen biziz. |
Ahmed Hulusi | Süleyman’ın faydalanması için de, bereketli, kutsal kıldığımız topraklara doğru, onun planlamasına göre kasırga gibi şiddetli esen rüzgârı verdik. Her şey bizim ilmimiz, irademiz, planımız dâhilinde ger-çekleşmeye devam etmektedir. |
Ahmet Tekin | Süleyman'a da şiddetle esen rüzgarı (boyun eğdirmiştik). O, onun emriyle içini bereketli kıldığımız yere akıp giderdi. Biz her şeyi bileniz. |
Ahmet Varol | Süleyman için de, fırtına biçiminde esen rüzgara (boyun eğdirdik) ki, kendi emriyle, içinde bereketler kıldığımız yere akıp giderdi. Biz her şeyi bilenleriz. |
Ali Bulaç | Süleyman’ın emrine de şiddetli rüzgârı bağlı kıldık ki, bu rüzgâr onun emriyle, kendisini içine bereketler verdiğimiz yere (Şam’a, civar yerlerden) götürürdü. Biz her şeyi bilenleriz. |
Ali Fikri Yavuz | Süleyman’ın emrine de fırtına şeklinde esen rüzgârı âmâde kıldık. O, Süleyman’ın emriyle, insanlar için bereketler ve feyizlerle donattığımız (Şam) bölgesine doğru eser (ve O’nu götürür getirirdi.) Biz, her şeyi (gerçek mahiyeti ve bütün hususiyetleriyle) bilmekteyiz. |
Ali Ünal | Süleymân'ın emrine de zorlu rüzgârı verdik. Onun emriyle, içinde bereketler yarattığımız ülkeye doğru eserdi. Biz her şeyi biliriz. |
Bayraktar Bayraklı | Bereketli kildigimiz yere dogru, Suleyman'in emriyle yuruyen siddetli ruzgari, onun buyruguna verdik. Biz herseyi biliyorduk. |
Bekir Sadak | Süleyman'a şiddetle esen rüzgârı baş eğdirdik; onun emriyle, mübarek kıldığımız yere akıp eserdi ve biz her şeyi bilenleriz. |
Celal Yıldırım | Süleyman'ın hizmetine de güçlü esen rüzgârı verdik. Rüzgâr, onun emriyle içinde bereketler yarattığımız yere eser giderdi. Biz her şeyi hakkıyla biliriz. |
Cemal Külünkoğlu | Süleyman’ın hizmetine de güçlü esen rüzgârı verdik. Rüzgâr, onun emriyle içinde bereketler yarattığımız yere eser giderdi. Biz, her şeyi hakkıyla bileniz. |
Diyanet İşleri | Bereketli kıldığımız yere doğru, Süleyman'ın emriyle yürüyen şiddetli rüzgarı, onun buyruğuna verdik. Biz herşeyi biliyorduk. |
Diyanet İşleri ( Eski ) | Süleyman'ın emrine de kasırga (gibi esen) rüzgârı verdik; onun emriyle içinde bereketler yarattığımız yere doğru eserdi. Biz herşeyi biliriz. |
Diyanet Vakfı | Süleyman'a da, bereketli kıldığımız topraklara doğru esen boranın kumandasını verdik. Biz her şeyi iyi biliriz. |
Edip Yüksel | Bereketli kıldığımız yere doğru, Süleyman'ın emriyle yürüyen şiddetli rüzgarı, onun buyruğuna verdik. Biz her şeyi biliyorduk. |
Elmalılı ( Sade ) | Süleyman için de, bereketli kıldığımız yere doğru emriyle esip giden şiddetli rüzgarı verdik; Biz herşeyi biliriz. |
Elmalılı ( Sade - 2 ) | Süleyman için de şiddetli rüzgârı ki o içine bereketler verdiğimiz Arza emriyle cereyan ediyordu ve biz her şeyi biliriz |
Elmalılı Hamdi Yazır | Süleyman için de fırtına biçiminde esen rüzgara (boyun eğdirdik) ki, kendi buyruğuyla içinde bereketler kıldığımız yere akıp giderdi. Biz her şeyi bilenleriz. |
Gültekin Onan | Süleyman'ın emrine de kasırga (gibi esen) rüzgârı verdik; onun emriyle içinde bereketler yarattığımız yere doğru eserdi. Biz herşeyi biliriz. |
Harun Yıldırım | Süleymana da şiddetli esen rüzgârı (müsehhar kıldık ki) bu kendisini içerisine (feyz-ü) bereket verdiğimiz yere onun emriyle akar götürürdü. Biz her şey'i bilenleriz. |
Hasan Basri Çantay | Süleymân’a da şiddetli esen rüzgârı (boyun eğdirdik); (rüzgâr) onun emriyle, içinde bereketler kıldığımız yere (Şam’a) akıp giderdi. Ve (biz) herşeyi bilenleriz. |
Hayrat Neşriyat | Süleyman'a da şiddetli esen rüzgarı müsahhar kıldık. Rüzgar, onun emri ile mübarek kıldığımız yere doğru eserdi. Ve Biz, her şeyi bilenleriz. |
İbni Kesir | Rabbinin emri ile çevresini bereketli kıldığımız yerlere akıp giden rüzgarı da, Süleyman'ın emrine verdik. Biz her şeyi bilenlerdeniz. |
İlyas Yorulmaz | Süleyman için de fırtına biçiminde esen rüzgâra (boyun eğdirdik) ki, kendi emriyle, içinde bereketler kıldığımız yere esip giderdi. Biz her şeyi bilenleriz. |
İnsan Dergisi | Ve Süleyman'a, coşkun rüzgârları kontrol altına alıp dilediği yönde estirme gücü bahşettik. Öyle ki, bu rüzgârlarla akıp giden yelkenli gemiler, onun kontrolü altında dünyanın dört bir yanından taşıdığı hesapsız zenginlikleri yüklenerek, her karış toprağını nimet ve bereketlerle donattığımız ülkeye, yani Peygamberler diyarı Filistin'e doğru akıp giderlerdi. Evet, Biz her şeyi en mükemmel şekilde bilmekteyiz. |
Kadri Çelik | Kutlu ülkeye doğru o'nun buyruğuyla esip gitsin diye o zorlu rüzgarı Süleyman'ın buyruğuna (Biz verdik); çünkü her şeyin aslını bilen Biziz. |
Mahmut Kısa | Ve Süleyman'a kasırga gibi esen rüzgârı râm ettik, emriyle, kutladığımız yere esip giderdi ve biz her şeyi biliriz. |
Muhammed Esed | Kendisini bereketli kıldığımız ülkeye doğru esip O'nun emriyle (çalışan gemileri) yüzdürsün diye şiddetli rüzgarları Süleyman'a (amade kıldık): zira Biziz her şeyin (yasasına) vakıf olan. |
Mustafa İslamoğlu | Ve Süleyman'a da şiddetli esen rüzgarı (musahhar kıldık) ki, içinde bereketler vücuda getirmiş olduğumuz yere O'nun emriyle cereyan ederdi. Ve Biz her şeye âlimleriz. |
Ömer Nasuhi Bilmen | Süleyman'a da şiddetli esen rüzgârı musahhar kıldık. Rüzgâr onun emriyle içinde bereketler yarattığımız yere doğru eserdi. Biz her şeyi bilenleriz. |
Ömer Öngüt | Şiddetle esen rüzgarları da Süleyman’ın hizmetine sunmuştuk. Rüzgar onun emriyle, bereketlendirdiğimiz yere doğru eserdi. Biz her şeyi biliyorduk. |
Şaban Piriş | Firtinali rüzgârı da Süleyman’ın (hizmetine vermiştik); içinde bereketler yarattığımız yere doğru, onun emriyle akıp giderdi! Biz, herşeyi bilenleriz! |
Sadık Türkmen | Verimli ve bereketli kıldığımız bölgeye doğru akan fırtınayı O'nun buyruğuna verdik. Her şey bizim bilgimizin kapsamı içindedir. |
Seyyid Kutub | Süleyman’a da şiddetli rüzgârı âmade kıldık. Rüzgâr, onun emriyle kutlu beldeye doğru eserdi. Çünkü her şeyin gerçek mahiyetini Biz biliriz. |
Suat Yıldırım | Süleymân'a da fırtınayı (boyun eğdirmiştik). Onun emriyle, içinde bereketler yarattığımız yere akıp giderdi. Biz her şeyi biliriz. |
Süleyman Ateş | Süleyman için de, fırtına biçiminde esen rüzgâra (boyun eğdirdik) ki, kendi emriyle, içinde bereketler kıldığımız yere akıp giderdi. Biz her şeyi bilenleriz. |
Süleymaniye Vakfı | Süleyman’ın emrine de o şiddetli rüzgârı verdik[*]. Bereketli kıldığımız toprağa onun emri ile eserdi. Biz her şeyi biliriz. |
Tefhim-ul Kuran | Süleyman'a da şiddetli rüzgârı boyun eğdirdik ki, onun emriyle, bereketli kıldığımız topraklara doğru eserdi. Çünkü Biz herşeyi hakkıyla biliriz. |
Ümit Şimşek | Ve Süleyman'a kasırgayı boyun eğdirdik. İçini bereketlerle doldurduğumuz toprağa doğru onun emriyle akıp giderdi. Her şeyi bilenleriz biz. |
Yaşar Nuri Öztürk | Süleyman'a da şiddetle esen rüzgarı müsahhar (emre hazır-hizmetine uygun) kıldık. Onun (Süleyman'ın) emriyle (kendisini) içinde bereketler kıldığımız yere (yumuşacık) akıp-götürürdü. Biz her şeyi bilenleriz. |
Sureler
Sayfa 322
Mushaf
Mushaf
Enbiyâ Suresi
İlgili Sure
İlgili Sure
Enbiyâ Suresi 80. Ayet
Önceki
Önceki
Enbiyâ Suresi 82. Ayet
Sonraki
Sonraki