Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 495
74. Haberiniz olsun ki mücrimler Cehennem azâbında muhalleddirler
75. Kendilerinden o azâb gevşetilmez ve onlar onun içinde her ümidi kesmişlerdir
76. Ve biz onlara zulmetmemişizdir ve lâkin kendileri zalim idiler
77. Ve şöyle çığrışmaktadırlar: ya mâlik! Rabbın işimizi bitiriversin, o demiştir ki: her halde siz duracaksınız
78. Celâlım hakkı için biz size hakkı gönderdik ve lâkin ekseriniz hakkı hoşlanmıyanlarsınız
79. İşi sıkı mı büktüler, fakat işte sıkı büken biziz
80. Yoksa biz onların sirlerini ve fısıltılarını işitmeyiz mi sanıyorlar? Hayır işitiriz hem de yanlarında elçilerimiz vardır yazarlar
81. De ki: Rahmanın bir veledi olsa ben ona tapanların birincisi olurdum
82. Tenzih o sübhâna o Göklerin ve Yerin rabbı, rabbül'arşe onların vasıflarından
83. Şimdi bırak onları dalsınlar, oynıya dursunlar tâ va'dolundukları günlerine çatasıya kadar
84. Hem o odur ki Gökte de ilâh Yerde de ilâhdır ve hakîm odur alîm o
85. Ve ne yücedir o ki Göklerin Yerin ve bütün aralarındakilerin mülkü onun, saate ılim de onun nezdindedir ve hep döndürülüp ona götürüleceksiniz
86. Ondan başka yalvarıp durdukları şeyler şefaat de edemezler ancak bilerek hakka şehadet eden kimseler müstesnâ
87. Celâlım hakkı için sorsan onlara: kendilerini kim yarattı elbette Allah derler, o halde nasıl çevrilirler?
88. Onun ya rab! demesi hakkı için her halde onlar iymana gelmez bir kavımdırlar
89. Şimdi sen onlardan sarfı nazar et de 'selâm!' de, artık ileride bileceklerdir!