Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 546
4. Bu, onların Tanrı'ya ve Onun Resulü'ne 'başkaldırıp ayrılık çıkarmaları' dolayısıyladır. Kim Tanrı'ya başkaldırıp ayrılık çıkarırsa, muhakkak Tanrı, cezası (ikabı) pek şiddetli olandır.
5. Hurma ağaçlarından her neyi kesmişseniz veya kökleri üzerinde dimdik bırakmışsanız, (bu) Tanrı'nın izniyledir ve fasıkları alçaltması içindir.
6. Onlardan Tanrı'nın elçisine verdiği feye gelince, ki siz buna karşı (bunu elde etmek için) ne at ne deve sürdünüz. Ancak Tanrı, elçilerini dilediklerinin üstüne musallat kılar. Tanrı, her şeye güç yetirendir.
7. Tanrı'nın o (fethedilen) şehir ehlinden Resulü'ne verdiği fey, Tanrı'ya, Resule (ve Resule) yakın akrabalığı olanlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir. Öyle ki (bu mallar ve servet) sizden zengin olanlar arasında dönüp dolaşan bir devlet olmasın. Resül size ne verirse artık onu alın, sizi neden sakındırırsa artık ondan sakının ve Tanrı'dan korkun. Şüphesiz Tanrı cezası (ikabı) pek şiddetli olandır.
8. (Bundan başka bu mallar) Hicret eden fakirleredir ki, onlar, Tanrı'dan bir fazl arayıp, Tanrı'ya ve O'nun Resulü'ne yardım ederlerken yurtlarından ve mallarından sürülüp çıkarılmışlardır. İşte bunlar, sadık olanlar bunlardır.
9. Kendilerinden önce o yurdu (Medine'yi) hazırlayıp inancı (gönüllerine) yerleştirenler ise hicret edenleri severler ve onlara verilen şeylerden dolayı içlerinde bir ihtiyaç (arzusu) duymazlar. Kendilerinde bir açıklık (ihtiyaç) olsa bile (kardeşlerini) öz nefslerine tercih ederler. Kim nefsini 'cimri ve bencil tutkularından' korumuşsa işte onlar felah (kurtuluş) bulanlardır.