Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 509
20. İnananlar derler ki: "(Savaş izni için) Bir süre indirilmeli değil miydi?" Fakat, içinde savaş (kıtal) zikri geçen muhkem bir sure indirildiği zaman, kalplerinde hastalık olanların, üzerine ölüm baygınlığı çökmüş olanların bakışı gibi sana baktıklarını gördün. Oysa onlara evla (olan):
21. İtaat ve maruf (güzel) sözdü. Fakat buyruk kesinlik ve kararlılık gerektirdiği zaman, şayet Tanrı'ya sadakat gösterselerdi, şüphesiz onlar için daha hayırlı olurdu.
22. Demek, 'iş başına gelip yönetimi ele alırsanız' hemen yeryüzünde fesad (bozgunculuk) çıkaracak ve akrabalık bağlarınızı koparıp parçalayacaksınız, öyle mi?
23. İşte bunlar; Tanrı onları lanetlemiş, böylece (kulaklarını) sağırlaştırmış ve basiret (göz)lerini de kör etmiştir.
24. Öyle olmasa, Kuran'ı iyiden iyiye düşünmezler miydi? Yoksa birtakım kalpler üzerinde kilitler mi vurulmuş?
25. Şüphesiz, kendilerine hidayet açıkça belli olduktan sonra, gerisin geri (küfre) dönenleri şeytan kışkırtmış ve uzun emellere kaptırmıştır.
26. İşte böyle; çünkü gerçekten onlar, Tanrı'nın indirdiğini çirkin karşılayanlara dediler ki: "Size bazı buyruklarda itaat edeceğiz." Oysa Tanrı, sakladıkları şeyleri (sır olarak konuştuklarını) biliyor.
27. Öyleyse melekler, yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını aldıkları zaman nasıl olacak?
28. İşte böyle; çünkü gerçekten onlar, Tanrı'yı gazablandıran şeye uydular ve O'nu razı edecek şeyleri çirkin karşıladılar; bundan dolayı (Tanrı,) amellerini boşa çıkardı.
29. Yoksa kalplerinde hastalık bulunanlar, Tanrı'nın kinlerini hiç (ortaya) çıkarmayacağını mı sandılar?